Hiponatremi Belirtileri ve Tedavisi

  • Genel Sağlık
  • Hiponatremi Belirtileri ve Tedavisi için yorumlar kapalı
  • 805 kez görüntülendi

Hiponatremi Belirtileri ve Tedavisi

Hiponatremi, kandaki sodyum düşüklüğüdür. Sodyum sinirlerin, kasların ve diğer dokuların sağlıklı çalışması için gereklidir, tansiyon dengesini sağlar. Hiponatremi bu fonksiyonların zayıflamasına yol açar, şiddetli vakalar ölümcül olabilir.

Hiponatremi Belirtileri

Hiponatremi ile birlikte kan seyrelir ve vücut hücreleri su alarak şişer. Hiponatremi belirtilerinin çoğuna bu şişmeye karşı hassas olan beyin hücreleri neden olur. Aşağıdaki belirtiler görülebilir:

  • Bilinç bulanıklığı
  • Vücutta titreme, istemsiz kas hareketleri
  • Yorgunluk
  • Baş ağrısı
  • Huzursuzluk, rahatsızlık
  • İştah kaybı
  • Kas krampları
  • Kaslarda zayıflık
  • Bulantı, kusma

Şiddetli hiponatremi, kişinin komaya girmesine ve ölüme neden olabilir.

Not: Kandaki normal sodyum seviyesi aralığı litrede 135-145 milieşdeğer gramdır. Uluslar arası birime göre 135-145 milimol/litredir (mmol/L).

Hiponatremi Neden Olur?

Kanda su ve sodyum denge halinde bulunur. Bu denge üç farklı şekilde bozularak hiponatremiyi ortaya çıkarabilir:

1Övolemik Hiponatremi

Bu tür hiponatremide vücuttaki toplam su miktarı artmıştır, ancak sodyum seviyesi sabit kaldığı için sodyum oranı düşmüştür. Aşağıdaki nedenlerle görülebilir:

  • Böbrek yetmezliği: Böbrekler fazla suyu atamaz.
  • Konjestif kalp yetmezliği: Vücutta su toplanmasına neden olur.
  • ADH hormonu fazlalığı – SİADH sendromu: Böbreklerdeki su tutulumunun artmasına yol açar.
  • Aşırı miktarda su içmek (egzersiz esnasında su kaybı endişesi ile sık yaşanmaktadır)

2Hipervolemik Hiponatremi

Vücuttaki hem su hem de sodyum miktarı artmıştır. Ancak su miktarı daha fazla artmıştır. Övolemik hiponatremiden farkı, sodyum miktarının da artmasıdır. Ancak bu artış kandaki sodyum-su dengesini sağlayacak miktarda değildir.

3Hipovolemik Hiponatremi

Vücutta hem su hem de sodyum kaybı vardır, ancak sodyum kaybı daha fazladır. Aşağıdaki nedenlerle görülebilir:

  • Aşırı terlemek
  • Kusmak
  • İshal olmak
  • Vasopressin vb. bazı idrar söktürücü ilaçların kullanımı
  • Vücudun büyük bir kısmını etkileyen yanıklar

Aşağıdaki etkenler de hiponatremiye yol açabilir:


  • Böbreküstü bezi sorunları
  • Hipotiroidi (tiroid hormonu yetmezliği)
  • Karaciğer sirozu
  • Sülfonilüre ilacı

Hiponatremi Tedavisi

1Beslenme Önerileri

Şiddetli olmayan hiponatremi vakalarının tedavisinde yaşam tarzına özen göstermek, su ve gıda tüketimine dikkat etmek yeterli olabilir. Aşağıdaki önerileri değerlendiriniz:

  • Günde 10 litreden fazla, saatte 1.4 litreden fazla su içmeyin. Daha fazlasını böbrekler süzemez. Hiponatreminiz olduğunu biliyorsanız, günde 1 litreden fazla su içmeyin.
  • Aktif bir yaşamınız varsa sporcu içecekleri tüketin. Sodyum ihtiyacını karşılayacaklardır.
  • Bir bardak suya bir tutam tuz ekleyerek tüketin.
  • Hindistan cevizi suyu için.

Günlük Sodyum İhtiyacımız: 1500 mg civarıdır. Günlük tüketim 2300 miligramı geçmemelidir. Ancak hafif hiponatremi vakalarında bu rakam bir miktar geçilebilir. Aşağıda bazı besinlerin içerdikleri sodyum miktarını sıralıyoruz:

  • Bir çay kaşığı tuz: 2300 mg (Dolayısıyla günlük sodyum ihtiyacını fazlasıyla karşılamaktadır. Hiponatremi olmadığı sürece fazlası tüketilmemelidir.)
  • 100 gram peynir: 215 mg
  • 100 gram zeytin: 1556 mg (5 adet zeytin: 550 mg)
  • Bir bardak sebze suyu: 500 mg

2Gereksiz Yere İlaç Kullanmayın

  • Doktorunuz önermediği sürece diüretik (idrar söktürücü) ilaçlar kullanmayın.

Kandaki sodyum dengesini kavrayabilmenin pratik yollarından biri de idrar rengidir. İdrar tamamen berrak ise vücutta fazla su var demektir. Su tüketimi kısıtlanmalı, idrarda az miktarda sarı renk yakalanmalıdır.

3Hastane Tedavisi

Kişi hiponatremi nedeni ile bilinç bulanıklığı yaşamaya başlamış ise, beyin olumsuz etkilenmiş demektir. Bu belirtiyi gösteren kişi hastane koşullarında tedavi altına alınmalıdır.

    • Damar yolundan yüksek yoğunluklu (%3) hipertonik sodyum solüsyonları verilebilir.
    • Çoğu hastada, su tutulumuna neden olan etken bertaraf edildiğinde böbrekler başka bir müdahaleye ihtiyaç

duymadan dengeyi sağlayabilmektedir.

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.