Uyuşturucu Madde Testleri & İdrardan Uyuşturucu Testi Nasıl Yapılır ?

  • HASTALIKLAR
  • Uyuşturucu Madde Testleri & İdrardan Uyuşturucu Testi Nasıl Yapılır ? için yorumlar kapalı
  • 1.895 kez görüntülendi

Uyuşturucu Madde Testleri & İdrardan Uyuşturucu Testi Nasıl Yapılır ?

Uyuşturucu Madde Testleri  ile aralarında Amfetamin, Barbitürat, Benzodiazepin, Kokain, Marijuana, Metadon, Metamfetamin, Morfin, Opiatlar, Trisiklik Antidepresan, Bonzai, Tetrahidrokannabiol -THC (Esrar) gibi çok sayıdaki uyuşturucu ve bağımlılık yapıcı madde gerek kan, gerek idrar numunesi veya saçta bakılarak maruziyet tespiti yapılmaya çalışılır.

Herkesin uyuşturucu maddelerden uzak durması, çocuklarını koruması, bu konuda bilgi ve bilinç düzeyini artırması gerekmektedir.

12 adet uyuşturucu maddeyi idrarda tespit eden bir kit olan;

“12’li Drug Test” ile “Nasıl Evde Uyuşturucu Testi Yapabileceğinizi” göstereceğiz.

Drug Test Nedir ?

12 adet uyuşturucu ve bağımlılık yapıcı maddeyi idrardan 5 dk da ölçmeyi sağlayan kullanımı kolay, hızlı ve güvenilir (% 97-100 doğruluk) bir tarama testi’dir.

Drug Test ile Evde Uyuşturucu Testi Nasıl Yapılır ?

1- Madde kullanımından şüphelenilen kişinin idrarını temiz bir kaba alın (yaklaşık 20-30 ml yeter).

2- Drug Test kitini jelatini açmadan ısınması için oda ısısında (15-30 C) 15 dk bekletin.

3- Jelatini yırtıp kiti çıkarın ve idrar kabına (plastik kısmına idrar değmeyecek şekilde, 5 adet strip ucu kısmından) dikey olarak daldırın.

4- 20 sn bekleyin ve çıkarıp yatay koyarak 5 dk bekleyin ve sonucu çizgilenmelere bakarak okuyun.

Not: Yanlış çizgilenmelere neden olabileceğinden ötürü okumada 10 dk’yı geçmiş testleri değerlendirmeyin, 5. dakikada okuma yapın.

Sonuçlar Nasıl Değerlendirilir ?

Test “yarışmalı immünoassay” metodu ile çalışır.

Normalde 5 dk sonra testin Kontrol yani “C” kısımlarında çizgilenmeler oluşmalı, bu normaldir ve testin çalıştığını gösterir.

Test tani “T” kısımlarında da çizgilenmeler oluşmalı, bu idrarda o madde yok veya tespit edilebilen miktardan düşük yani Negatif demektir.

Test tani “T” kısımlarında da çizgilenmeler oluşmazsa, bu o kısımdaki maddenin idrarda var olduğunu gösterir. Yani sonuç Pozitif demektir.

Testi Etkileyen Durumlar Var mı ?

İdrarın oksidan maddeler, nitrit, gluteraldehid, pridinyum klorokromat, çamaşır suyu veya oksijenli su ile teması testte yalancı negatif’liğe (aslında madde var ama test yok der) neden olabilir.

İdrarı sulandırmak da yalancı negatif’liğe neden olabilir.

Kullanılan bazı ilaçlar ise nadir de olsa yalancı pozitif’liğe (aslında madde yok ama testte var görünür) neden olabilir, bu nedenle pozitif sonuçlar bir referans laboratuvarda doğrulanmalıdır.

Saklama Koşulları Nelerdir ?

Drug Test kiti oda sıcaklığında (15-30 C) son kullanma tarihine kadar saklanabilir.

İdrar ise hemen çalışılmalıdır. Oda sıcaklığında maksimum 2 saat, buzdolabında ise maksimum 4 saat bekletilebilir.

Drug Test kiti ve idrar buzdolabında saklanmışsa çalışılmadan önce 15 dk kadar oda ısısında bekletilerek ısıtılmış olmalıdır.

Drug Test ile evde şüphelendiğiniz kişinin idrarından kolayca ve 5 dk da uyuşturucu testi yapabilirsiniz.

Olası madde kullanımlarında kullanıma ara verilen durumlarda daha sağlıklı saptama için en az 3 test satın alıp testi 4 günde bir yaparsanız saptama şansınız çok daha artar.

Önemli Not: Bunun bir tarama testi olduğunu, tıpkı gebelik testleri gibi nadir de olsa yalancı negatif ve pozitif’likler olabileceğini ve pozitif olması durumunda bir de referans laboratuvarların birinde kan veya saçtan da teyid edilmesinin uygun olacağını unutmayın.

Uyuşturucu Madde Nedir ?

İngilizce karşılığı ile “Narkotics”  kelimesi yunanca karşılığı ile de “Narke“ (Uyku) kelimesi ile ifade edilen “Uyuşturucu Madde“ kavramı, “Uyuşturucu etkisi bulunan ve kişide alışkanlık yaratan maddeleri içermektedir.”

“Birkaç kez kullanıldığı takdirde alışkanlık ve ihtiyaç hali ortaya çıkaran ve mahrumiyeti hallerinde ruhi ve bedeni reaksiyonlar ortaya çıkaran zehirleyici maddelere uyuşturucu madde denir.”

Uyuşturucu maddeler insanı ve aileyi yok edebilen, ağır psikososyal sorunlara yol açan en büyük zehir türlerinden biridir.

Konu ile ilgili açıklamalı videomuzu aşağıdan izleyebilirsiniz;

 

Uyuşturucu Maddeler Nasıl Sınıflandırılır :

Başlıca 5 gruba ayrılırlar;

Merkezi Sinir Sistemini Yavaşlatan Depresanlar

AFYON:

Afyon, haşhaş kozasının çentiklenmek (çizilmek) suretiyle akan süt gibi beyaz özsuyundan elde edilmektedir.

Tadı acıdır. Kokusu keskin ve hoş değildir. Afyon’un latince ismi “ Opium” dur.

Milattan 1550 yıl önce yazılmış papirüslerde afyon, ağrı, sızı dindirici, uyuşturucu özelikleri olan bir ilaç olarak tanımlanmıştır.

Asurîler dönemine ait kabartmalarda haşhaş resimleri bulunuşu, afyonun bu revirlerde kullanıldığı ve bilindiğini göstermektedir.

Mezopotamya’dan dünyaya yayıldığı düşünülen afyon’u Sümerlerden sonra İran ve Mısırlılar kullanmaya başlamış, özellikle Mısırlılar tarafından afyon’un Avrupa’ya yayıldığı ve ilk olarak Yunanlıların bu maddeyi öğrendikleri anlaşılmıştır.

Hindistan’da yetiştirilen afyon’un İngiliz tüccarlar sayesinde Çin’e ithal edilmesi sonucu zamanla maddi ve manevi yıkıntı içine giren Çin İmparatorluğu 1796 yılında afyon ithalini yasak etmiştir.

Orta Asya’dan göç eden Türkler de haşhaştan afyon üretmeyi öğrenmişler ve bunu tababette kullanmışlardır.

Nasıl Kullanılır ?

Teneffüs Yolu: Hap şekline getirilmiş afyon, bir maşa arasında veya iğne ile küçük bir ateş üzerinde ısınıncaya kadar bir süre tutulur.

Hap ısınınca özel bir pipo içindeki deliğe getirilir, buradan da duman ile sigara gibi çekilir.

Özellikle Çin ve İran’da çubukla içilmektedir.

Sindirim Yolu: Bir keyif maddesi olarak afyon orijinal olarak yenilenerek ya da sıvı içerisinde eritilmek suretiyle kullanılır.

Deri Altına Zerk: Özellikle Batı Avrupa’da kullanılan bir yöntemdir. Afyonun su içerisinde eritilen bileşimi şırınga ile deri altına zerk edilir.

Tıbbi bakımdan afyon veya afyon ruhu geleneksel olarak, çeşitli rahatsızlıklar için kullanılmaktadır. Genellikle, diyare ve dizanteri’ye karşı kullanılır.

Ayrıca, derideki damarları genişlettiği için terlemeyi arttırır. Bu sebeple nezle ve grip gibi mikrobik hastalıkların tedavisinde de kullanılır.

MORFİN:

Morfin ve morfin alkaloidleri tıpta ağrı kesici olarak yaygın olarak kullanılmaktadır.

Afyon içerisinde % 10 oranında bulunan morfin  kimyasal işlemlerle afyon içerisinden çıkarılır. Buna “ Baz Morfin” adı verilir. Beyaz renkli, kokusuz ve çok acı tatta olup, suda erir.

Genellikle 200 mg. öldürücü doz olarak kabul edilir.

Aşırı dozda zehirlenmelerde şahıs önce depresyon geçirir, göz bebekleri kısılır, solunum yavaşlar. Nabız yavaşlar, kalbin atışı düzenini kaybeder.

Aşırı doz kullanımdan 5–10 saat sonra ölüm meydana gelebilir. 10 saatten fazla yaşayan hastalar genelde iyileşebilmektedir.

EROİN:

Eroin Baz Morfin’in çeşitli kimyasal işlem ve süreçlerden geçmesi sonucu elde edilen bir uyuşturucudur. Beyaz’dan açık kahverengiye kadar değişik renklerde bulunabilen, kokusuz, acı, kristal, toz bir maddedir.

Kapsül veya tablet haline de getirilebilir.

Enfiye gibi buruna çekmek suretiyle, bir başka deyişle teneffüs yoluyla, tablet ve toz halinde ağızdan yutularak, damar içine enjekte edilerek alınmaktadır.

Ancak son yıllarda enjeksiyon yaralarının kişilerin uyuşturucu müptelası olduğunu göstermesi ve AIDS benzeri bulaşıcı hastalıkların artması nedeni ile bu yöntemle kullanımlardan kaçınılmaktadır.

KODEİN:

Kodein, haşhaş kozası ve afyon’da mevcuttur.

Tıp alanında kullanılan kodein genellikle morfin’den kimyasal süreçlerle elde edilmektedir.  Kodein kelimesi Yunanca’da “ Haşhaş Başı” anlamına gelmektedir.

Kodein, toz veya tablet halinde yapılabilir. Beyaz renkli, kokusuz ve acımsı tattadır.

Kodein, etkili bir öksürük giderici ve ağrı kesici olup, göğüs hastalıklarında en çok tatbik edilen ilaçlardan biridir.

Uyarıcılar (Stimülanlar)

KOKA YAPRAĞI:

Bu bitki Orta ve Güney Amerika ülkelerine özgü bir bitki olup, çoğunlukla Peru, Bolivya, Brezilya ve Kolombiya’da yetişmektedir.

Sıcak ve nemli bir iklime ihtiyaç gösterir. Boyu 1,5 m. civarında, yaprakları düzgün ve ovaldir. Dikilmesi ve yetiştirilmesi çay fidanına benzer.

Güney Amerika’da yaşayan Kızılderililer tarafından uyarcı olarak ve açlık duygusunu azaltmak için yanaklarda tütün lokması şeklinde çiğnendiği bilinmektedir.

KOKAİN:

İlk kullanım And dağları yerlilerinin koka yapraklarını çiğnemenin açlığı ve halsizliği azalttığını fark etmesiyle başlamıştır.

Bilimsel olarak kokain 1859 yılında Alman kimyageri Niemann de Goettingen tarafından bulunmuştur.

Kullanılması, taşınması ve gizlenmesi eroin gibi kolay olduğu için keyif verici olarak kullanımı süratle yayılmıştır.

Kokain önceleri morfinmanların tedavisinde kullanılmış fakat zararlı olduğu 1878’de Bentley tarafından açıklanmıştır.

Kokain, koka yaprağının başlıca alkoloididir ve kimyasal usuller ile elde edilir. Baz kokain, beyaz kristalize bir tozdur.

Yaklaşık 300 kg koka yaprağından yarım kilo kokain elde edilmektedir.

Nasıl Kullanılır ?

Toz halinde buruna çekme

Damara zerk (enjeksiyon) veya

Kokain-Eroin karışımını deri altına zerk şeklinde kullanılabilir.

Yılda 1200–1900 kg kokain tıbbi kullanım için meşru olarak imal edilir.

Etkileri Nelerdir ?

Yorgunluk hissini azaltır

Konuşkanlık verir

Keyif verici ve heyecan vericidir

Gözbebekleri büyür

Kalp atışları ve tansiyon yükselir

Yüksek dozda bulantı ve kusma olur.

Burunda kırmızılık, kollarda enjeksiyon izleri ile aşırı enerjik ve neşelilik hali dikkat çeker.

CRACK:

Kokain’in daha ucuz fakat daha tehlikeli bir türevidir.

Crack müptelalığı, eroin ve kokain müptelalığından en az 3 kat daha ağırdır. Burun yolu ile alındığında, 10 saniyeden daha az bir sürede beyne ulaşır.

Bu madde etkisi açısından kokainden en az 10 kat daha hızı ve ölümcüldür. Sürekli kullanıldığından uykusuzluk, sinir bozuklukları, çok ciddi paranoya, cinayet veya intihara kadar götüren stres yapar.

Kullanıcı çok hareketli, aktif, sinirli ve kızgın olur. Boğuk seslilik, bronşit ve diğer solunum problemlerine yol açar. İştahsızlık sonucu kilo kaybına neden olur.

Bütün uyuşturucu maddelerden daha çabuk bağımlılık meydana getirir.

AMFETAMİNLER :

Amfetaminler, şişmanlığın tedavisinde iştahı köreltmek, uykudan kendisini alamayanlara (Narkolepsi), bazı akıl ve sinir hastalıkları ile depresyonlarda kullanılan tıbbi ilaçlardır.

Uyarıcı özelliğinden dolayı sporcular tarafından doping olarak kullanılmaktadır. İlaç alındıktan sonra kan dolaşımı hızlandığından bütün duygular alarma geçer.

İlacı alan kişi uzun süre uykusuzluğa dayanabilir. Zamanla yapılan doz artırımı kişide istenmeyen neticeler husule getirmektedir.

CAPTAGON:

Sentetik bir uyuşturucu türüdür. Önceleri Almanya’da yasal olarak üretilen bu maddenin üretimi, suistimalinin artması üzerine durdurulmuştur.

Piyasaya Captagon ticari adı ile sürülen ve etken madde olarak fenetylline içeren bu uyuşturucunun özellikle Arap ülkelerinde kullanımı yaygındır.

EXTACY:

Merkezi sinir sistemini uyaran amfetamin türevi, halüsinasyonlara da sebep olabilen sentetik bir uyuşturucudur.

Tablet, kapsül, toz veya sıvı şeklindedir.

Moda uyuşturucular olarak bilinen bu tip sentetik maddelerin üretilmesi, genelde var olan etkin maddenin özel muameleler ve kimyasal yöntemlerle moleküler anlamda değişiklik yapılması neticesinde birtakım ara maddelerinde katılmasıyla yapılmaktadır.

Hayal Gösterenler (Halusinojenler)

LSD:

Hayaller ve evhamlar meydana getirmede kullanılan maddelerdir. Renk ve şekil algılaması şeklinde olup kişiler gördüklerinin ilaç yüzünden olduğunun farkındadır.

En çok bilinen halusinojenler LSD, Meskalin, Psilosibin, DMT ve STP’ dir.

Bu ilaçların kullanımı da oldukça eskidir. Peyote gibi birkaç örneği Amerikan yerlilerinde 2000 yıldan beri dini tören ve toplantıların önemli bir parçası olmaktadır.

Hippi kültürünün çok önemli bir parçası olarak bilinir. Özellikle folk ve rock konserlerinde grup yaşantısının bir parçası olarak kullanılırdı.

Yarı sentetik bir madde olan LSD ise Çavdar tohumu üzerinde oluşan zehirli bir mantardan (küf) elde edilen lysergic asit’ten yapılır.

“ Çavdar Mahmuzu ” denilen bu mantarın dışı koyu mor, içi açık mor yada pembe renktedir.

Tatsız, renksiz ve kokusuz olan LSD, normalde sıvı olarak imal edilir. Ancak piyasada toz halinde, beyaz veya renkli küçük haplar veya kapsüller halinde de görülebilir.

20’den faza çeşidi vardır.  Yarım saat içerisinde etkisini gösterir ve 6 ile 36 saat arasında etkisini sürdürür.

LSD genellikle ağızdan alınır. Bununla birlikte enjeksiyonla deri altına zerk etme yöntemi de kullanılmaktadır.

Etkisi 8-10 saat devam etmektedir. LSD ilk alındığında aldatıcı tesirini göstermekte ve beynin süratle çalışmasını sağlamaktadır. Bu anda insan kendini bir rüya âleminde zanneder. Fakat renkli rüya âlemini, bir umursamazlık ve donukluk hali takip eder ve 13 saat kadar sürer.

Ağızdan salyalar akmaya başlar, dil peltekleşir, her şeye razı olma hali görülür. İlacın etkisinin bitmesi halinde, baş dönmesi, göz kararması, yorgunluk, kusma, uykusuzluk başlar.

Kullanan kişinin kavrama melekesi tahrip olduğundan gerçekle gerçek olmayanı ayırt edemezler, mesafe kavrayışları orantısızdır.

MESKALİN:

Uyuşturucu maddeler içerisinde en eskilerinden biri olarak bilinen meskalin, Orta ve Güney Amerika’da yetişen ananas şekli ve büyüklüğünde “Peyoty” adlı bir kaktüs’ün püsküllerinden ede edilmektedir.

Tablet, kapsül ve sıvı halde kullanılmaktadır.

Kuvvetli acı bir tadı vardır. Etkileri 10 saatten fazla sürmektedir. Ülkemizde yaygın bir kullanım alanı bulunmamaktadır.

PSİLOSİBİN:

Orta Amerika’da yetişen bazı mantarlardan kimyasal yöntemlerle elde edilen bir maddedir. Yasadışı piyasasında kristalize, toz veya bir bileşim şeklinde bulunabilir.

Etkisi LSD’den zayıf olan bu madde, yüksek dozda alındığında aynı etkileri meydana getirir.

DMT (Diemthyltriptamine):

Hayal kurduran başka bir madde olan DMT yeni ortaya çıkarılmış bir maddedir. DMT, tabii olarak Batı Hint Adaları ve Güney Amerika’da yetişen bazı bitkilerin tohumlarında bulunur.

Fakat sentetik olarak da yapılması mümkündür. Bu madde kristalize, toz veya bileşim olarak görülebilir veya tütün ve maydanoz gibi maddelerle karıştırılabilir.

Etkileri LSD’ninkine benzer, fakat çok daha zayıftır ve etkileri de kısa sürelidir. Metamfetamin gibi etkileri de ihtiva eder.

STP (Serenity Tranquillity Peace):

Hakkında faza bir şey bilinmeyen, gizli laboratuarlarda üretilen bir sentetik bileşimdir. Sükûn, rahatlık ve barış anlamına gelen STP maddesi, LSD’den daha güçlü bir uyuşturucudur.

STP maddesinin daha çok ABD ve İngiltere’de kaçak olarak mavi renkli oval haplar halinde satıldığı bilinmektedir. Bunlar toz halde veya çeşitli şekil ve büyüklükte tabletler veya kapsüller halinde bulunabilir.

HİNT KENEVİRİ

Hint kenevirine kısaca kendir veya kenevir denilmektedir.

Asya kökenli bu bitkinin dünyanın hemen hemen her yerinde ve ikliminde yetişme gibi bir özelliği vardır.

Boyu 1-3 metre arasında değişebilen bu bitkinin yaprakları dar, uzun testere biçiminde ve yelpaze görüntüsü vardır.

Kenevir bitkisinin tarımsal önemi vardır. Sap kısmından lif elde edilir. Bu liflerden kırnap, sicim, halat, urgan gibi materyaller elde edilir. Ayrıca lifleri dokunarak şile bezi, çadır bezi, branda, kilim ve çuval imal edilir.

Tohumu çetene de kavrularak yenir. Kuşyemi olarak da değerlendirilir. Tohum yağından sabun da elde edilir.

ESRAR:

Bir narkotik madde olan esrar maddesinin etkili, aktif maddesi THC-Tetra Hydro Cannabinol, dişi Hint keneviri’nden elde edilmektedir.

Dişi Hint keneviri bitkisinin sadece çiçekli tepe kısımlarından ise “esrar reçinesi” (hashish) elde edilir.

Esrar normal olarak sigara halinde içilir. İstisna kullanma şekillerine rastlanmakta mümkündür.

Kullananlar, etkinin istenilen düzeyde olmasını temin için dumanı iyice derine çekerek akciğerlerde mümkün olduğu kadar uzun tutarlar.

Etkisi 15-30 dakika içerisinde hissedilmeye başlar ve 4 saat kadar sürer.

Hint keneviri bitkisinin çiçeklenen üst kısımlarından elde edilen reçineden elde edilen 1. kalite esrara ülkemizde ve orta doğu ülkelerinde “Haşiş”, dişi Hint keneviri bitkisinin yapraklarını, çiçeklerini, ince saplarını ve tohumlarını ihtiva eden yeşilimsi tütüne benzeyen 2. kalite esrara Amerika ve batı ülkelerinde “Marihuana” adı verilir.

Likit Esrar:

Esrar olarak tanımlanan uyuşturucu madde, Hint keneviri bitkisi içerisinde bulunan THC ( Tetra Hydro Cannabinol) isimli aktif maddedir.

THC aktif maddesinin kana karışması suretiyle uyuşturucu özellikleri ortaya çıkmaktadır. THC maddesi % 2 – 20 arasında değişkenlik gösterir.

BONZAİ:

Bon (tabak), sai (ağaç) kelimelerinden oluşan bonsai kelimesi, Japonca tabak ya da taş üzerinde yetiştirilen, minyatürilize edilmiş ağaçları ifade eder.

Türkçeye bonzai olarak geçmiştir. “Bonzai” aslında minik bir Japon ağacı türüdür. Ama okullarımıza giren bonzai’nin bununla ilgisi yoktur.

Ne yazık ki, kimyasal olan bu maddenin zehirleyici özellikleri yokmuş gibi herbal (bitkisel, ot)  ürün olarak adlandırılarak sağlığa zararlı olmadığı algısı oluşturulmaya çalışılmaktadır.

Günümüzde resmen uyuşturucu kapsamındadır.

Sokaklarda genel olarak ‘’bonzai’’ olarak adlandırılan uyuşturucu gerçekte Sentetik Kannabionid ismi altındaki birçok maddeden oluşmaktadır.

Bu maddeler esrar etkisi vermesi sebebi ile sentetik esrar olarak kullanım alanı bulmaktadır. İster ot şeklinde, ister preslenmiş ya da kubar şeklinde olsun esrar 400 den fazla kimyasal madde içermektedir.”

İlgililerce tahribatının esrar ve eroinden çok daha yüksek olduğu, sonuçta böbrek ve kalp yetmezliğine yol açtığı,  okullarda da başlanan dağıtımının –özellikle-kız öğrencilere yaptırıldığı ve alkol bağımlılığı olmayan çocukların bonzai satışı için aracı olarak kullanıldığı bilinmektedir.

Halüsinasyon, panik atak, kusma, aşırı heyecan ve göz bebeklerinin şişmesi semptomları içindedir.

Bonzai eroinden daha fazla yan etkiye sahiptir. Ayrıca eroine göre çok daha ucuz ve kolay ulaşılabiliyor.

Etkileri Nelerdir ?

Aşırı stres, bunalım, çalkantı, hipertansiyon nöbetleri ve hipokalemi (düşük potasyum düzeyi) sık görülür.

Buharlaşabilen Kimyasal Maddeler (Solventler)

Buharlaşabilen maddelere organik çözücüler ve içe çekilenler de denilmektedir. Sinir sisteminde etkili olan ve uçucu özelliği olan bileşikleri içerirler.

Hava ile buluşan bir sıvıdan hızlı şekilde buharlaşırlar. Buharlaşabilen kimyasal maddeler içerisinde suistimaline en çok rastlanılanlar;

Gazyağı

Kerosen

Tiner’dir.

Bu maddeler petrol ürünlerinde, patlama ve temizlik sıvılarında, çeşitli kokularda kullanılır.

Toliene, benzol, aseton, karbon tetraclorit, klorofol, etileter, çeşitli alkoller ve asetik asit tuzları’dır. Kullanıcılar, maddelerin buharlarını direk olarak kullandıkları ticari kaplardan, doyurulmuş bir kumaştan veya politen çantadan içlerine çekebilirler.

Kullanıcılarda hemen etki yaparlar, görüşte bulanıklık, konuşmada kekeleme ve baş dönmesi meydana getirirler. Kullanıcı, şaşkın ve sarhoş olarak görülür.

Daha sonraki bir safhada bu şahıs kusabilir, çok uykulu olabilir ve hatta şuurunu kaybedebilir. Kendine geldiği zaman kimyasal maddenin etkisi altında iken ne olduğunu hatırlamayabilir.

Eter ise kendini iyi hissetme ve neşelenme hissi verir.

Uyuşturucu Bağımlılığı Nasıl Tedavi Edilir ?

Bireyin tedaviye devam etmesini sağlayan en önemli etkenler arasında isteği, aile ve sosyal desteklerinin olması ve iş yerinden, aileden ya da yasal yönden bireyin baskı altında olması sayılabilir.

Madde kullanımında ve bağımlılığında uygulanabilecek tedavi yöntemlerini şöyle özetleyebiliriz.

Detoksifikasyon (arındırma tedavisi), terapi programları ve ilaç tedavisi.

Arındırma Tedavisi

Tedaviye başvuran bir bağımlıya yatarak ya da ayaktan tedavi uygulanır. Gerek yatarak tedavide, gerekse ayaktan tedavide ilk aşaması detoksifikasyon’dur.

Detoksifikasyon, kişinin kullandığı maddenin etkisinden arındığı yoksunluk belirtilerinin giderildiği döneme verilen addır.

Detoksifikasyonun gerekli olup olmadığına ilk karşılamayı, değerlendirmeyi yapan doktor karar verir. Bu madde yoksunluk belirtilerinin tedavisidir.

Oluşturdukları birçok ciddi sorunlar oluşturmaması ve fiziksel bağımlılığının güçlü olmaması nedeniyle marihuana tipi maddeler, halusinojenler, PCP ve uçucularda yoksunluk tedavisi gerekli değildir.

Yoksunluk belirtilerinin şiddetli olabileceği maddeler; uyarıcılar (kokain ve amfetaminin bütün biçimleri), depresanlar (alkol, benzodiazepinler) ve opioid’lerdir (eroin, morfin, kodein gibi).

Yoksunluk Belirtileri Nelerdir ?

Yoksunluk belirtilerinin nasıl olabileceklerini öngörmek oldukça kolaydır. Çünkü maddenin ilk kullanımında ortaya çıkan etkilerin tam tersi etkilerdir.

Örneğin, alkol gibi depresan etkili maddelerin yoksunluğunda uykuya dalma güçlüğü, gerginlik, el titremesi, çarpıntı, kan basıncı, nabız ve vücut ısısı artışı görülür.

Benzer şekilde eroin ve morfin gibi ağrı kesici özelliği olan maddelerin yoksunluğunda ise kas, kemik ve eklem ağrıları yanı sıra uykuya dalma güçlüğü, gerginlik, ishal, üşüme-titreme ve ateş basması ile burun akıntısı görülür.

Son olarak amfetamin veya kokain gibi uyarıcı maddelerin yoksunluğunda da halsizlik, çok uyuma, çok yemek yeme, konsantrasyon güçlüğü, kendine güven kaybı, mutsuzluk görülebilir.

Yoksunluk Belirtilerinin Tedavisi Nasıldır ?

Yoksunluk belirtilerinin çoğu hafif düzeyde olduğu için tedavisi oldukça basittir.

İyi fiziksel bakım sağlanması, dengeli beslenme ve vitaminler ile birçok madde için bu belirtilerin birkaç gün içinde tamamen ortadan kalkacağı bilinmelidir.

İlaç Tedavileri Nelerdir ?

Madde kullanımının oluşturduğu bazı fiziksel sorunların tedavisi için uygun bir takım ilaçlar tedavi süreci içinde kullanılır.

Aynı zamanda madde kullanıcılarına eşlik eden bir takım psikiyatrik durumların (Majör depresyon, anksiyete bozuklukları, psikolojik bozukluklar gibi) tedavisinde de ilaçlara gereksinim olabilir.

Ancak alkol ve madde bağımlısı insanların büyük bir çoğunluğunda bu durum saptanmaz. Bu nedenle bazı istisnalar dışında rehabilitasyon programlarının çoğunda ilaç tedavisinin rolü azdır.

En sık kullanılan maddeler anti-depresanlar’dır.

 

 

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.