Akciğer Kanseri Belirtileri, Evreleri, Yaşam Süresi ve Tedavisi
Akciğer Kanseri tüm dünyada sürekli artan mortalite nedeniyle, bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edilmektedir.
Tüm dünyada erkeklerde en sık görülen malign neoplazm’dır.
Görülme sıklığı açısından tüm malign tümörlerin %16’ sını oluştururken, tüm kanser ölümlerinin %28’ inden sorumludur.
Akciğer kanseri insidansı 10 yıllık bir dönemde erkeklerde % 15 artarken, kadınlarda % 80 artış kaydedilmiştir. Bu durumun sigara içimi alışkanlığındaki değişikliklere bağlı olduğu düşünülebilir.
Bugün olgu- ölüm hızı akciğer kanserinde % 90 civarındadır.
Tanı ve tedavi olanaklarındaki gelişmelere karşın, sağkalım oranları, ancak % 13 civarına ulaştırılabilmiştir.
Halbuki akciğer kanseri dışındaki kanserlerin ortalama 5 yıllık sağkalım oranları % 57 olarak bulunmuştur.
Nedenleri Nedir ?
Sigara:
a) Sigara içimi ile bronş kanseri gelişme riski arasında bir doz- cevap ilişkisi vardır.
b) Sigarayı bırakan kişilerde, bırakmayı takiben 5.yıldan itibaren bronş kanseri morbidite ve mortalitesinde azalma olmaktadır.
c) Akciğer kanseri olgularının % 94’ü sigara içenlerde ortaya çıkmaktadır.
Sigara içmeyenlerle karşılaştırıldığında, içenlerde bronş kanseri gelişme riskinin 10-65 kat arttığı saptanmıştır.
Akciğer kanseri gelişimi, büyük oranda sigaraya maruz kalma süresi ile ilişkilidir. 45 yıl sigara içen bir kişide, akciğer kanseri insidansı % 0.5 iken, 15 yıl sigara içen bir kişide bu oran 1/ 100.000 civarındadır.
Sigarayı bırakırsam kanser riskim ne zaman düşer ?
Sigaranın bırakılmasını takiben 2-15 yıl arasında progresif olarak malignensi gelişme riski azalmakta, 15 yıl sonra hiç içmeyenlere yakın bir düzeye gelinebilmektedir.
Pasif içicilik, sigara- kanser ilişkisinin önemli bir boyutunu oluşturur. Sigara içmeyenlerde ortaya çıkan akciğer kanserlerinin % 25’ inin, çocukluk ve yetişkinlik döneminde yüksek düzeyde sigara içilen çevrede yaşayanlarda oluştuğu gözlenmektedir.
Diğer faktörler: Bronş kanseri etyolojisinde sigara dışında, bazı mesleki faktörler, asbestoz, radon, genetik predispozisyon ve diyete bağlı faktörler de önemli oranda etkili olabilmektedir.
Akciğer Kanseri Tipleri Nelerdir ?
Akciğer kanserleri, küçük hücreli ve küçük hücreli olmayan kanserler olmak üzere başlıca 2 histolojik tipe ayrılmaktadır.
Ülkemizde görülen akciğer kanserlerinin % 20-25 kadarını küçük hücreli kanserler oluştururken, % 40-60 kadarını ise epidermoid kanserler meydana getirmektedir.
Sigara içen kişilerde özellikle epidermoid ve küçük hücreli kanserler ortaya çıkmakta, kadınlarda ve sigara içmeyenlerde ise adenokanserler daha sık görülmektedir.
Klinik Bulgular
Akciğer kanserli hastaların yaklaşık % 5’ ine tesadüfen çekilen düz akciğer grafileri ile tanı konmaktadır. Diğer olgular ise akciğer kanseri için spesifik olmayan pulmoner veya ekstrapulmoner semptomlardan biri veya birkaçı ile başvurabilmektedir.
Öksürük
Hemoptizi (Balgamda Kan)
Dispne
Obstrüktif pnömoni bulguları
Göğüs ağrısı
PANCOAST SENDROMU
Superior sulcus ve üzerindeki bölgelerde lokalize olmuş tümörlerde;
– Omuz ve skapulanın medial yüzünde ağrı
– Ulnar sinir trasesi boyunca ağrı
– Ptozis, myozis ve aynı tarafta hipohidrozis ile karakterli Horner sendromu sıklıkla ortaya çıkmaktadır.
VENA KAVA SUPERİOR SENDROMU
Genellikle sağ üst lob tümörlerinde veya mediastinal büyük lenf nodlarının varlığında, veva kava superiorun dıştan bası, tümör invazyonu veya tromboz ile obstrüksiyonu sonucunda ortaya çıkmaktadır.
Boyun ve yüzde ödem, boyun venlerinde belirginleşme, bir veya iki kolda ödem, göğüs duvarında venöz kollaterallerin varlığı ile tanı konabilmektedir.
Akciğer kanserlerinde intrakranial metastazlar, kemik metastazları ve buna bağlı patolojik kırıklar, sürrenal ve karaciğer metastazları, servikal lenf nodu metastazları en sık karşılaşılan ekstratorasik metastazlardır.
Akciğer Kanserinde Erken Tanı
Akciğer kanserine ait bir lezyonun düz akciğer grafisinde görünür hale gelmesi için en az 1 cm çapta olması gerekebilmektedir.
Düz akciğer grafileri ve balgam sitolojileri ile yapılan tarama çalışmalarında çok anlamlı sonuçlar elde edilemezken, spiral bilgisayarlı tomografinin kullanılması ile, erken evrede tanı konulan olgu sayısı 10 kat artış gösterebilmektedir.
Tanı Nasıl Konur ?
DÜZ AKCİĞER GRAFİLERİ
Primer tümörün saptanmasında % 70-88 arası duyarlılığı olan bir incelemedir.
Yeni ortaya çıkan veya büyüme eğilimi gösteren pulmoner nodül, hiler genişleme, lokal veya diffüz nodüler infiltratif lezyonlar, düzelmeyen pnomoni görüntüsü, lineer veya lokalize atelektazi, abse kaviteleri başvuru anında ortaya çıkabilecek başlıca düz akciğer grafisi bulgularıdır.
Primer bronş kanserlerinde de % 6-7 oranında kalsifikasyon görüldüğünden, tek başına kalsifikasyon varlığı ile benign lezyon tanısı konulmamalıdır.
BALGAM SİTOLOJİSİ
Hemoptizi ve öksürük yakınması olan risk grubu olgularda rutin uygulanmalıdır.
Balgam örnekleri, 3-5 kez, sabahları alınmalı, hemen yayılmalı ve fixe edilmelidir.
FİBEROPTİK BRONKOSKOPİ
Akciğer kanseri tanısında altın standart yöntemdir.
Özellikle proksimal ve endobronşiyal lezyonlarda daha yüksek olmak üzere % 50-85 arasında patolojik tanının elde edilmesini sağlar.
TRANSTORASİK İNCE İĞNE ASPİRASYONU
Periferik akciğer lezyonlarında tümörün çapına bağlı olarak % 90’a varan oranlarda tanı koydurucu bir girişimdir.
Prognoz (Gidişatı) Nasıldır ?
Malesef kötüdür.
KÜÇÜK HÜCRELİ AKCİĞER KANSERİ
Tedavi verilmediği takdirde sınırlı evre olgularda ortalama sağ kalım 3 ay, yaygın evrede ise 6-8 hafta’dır. Kombine kemoterapi alan hastalarda, bu süreler sınırlı evrede ortalama 14-20 ay’a, yaygın evrede ise 8-13 ay‘a çıkar.
Tedavisi Nasıldır ?
Cerrahi rezeksiyon akciğer kanseri tedavisinde en etkili yoldur.
Sınırlı evre olgularda kemoterapi- radyoterapi uygulamasıyla tedaviye cevap oranı % 80-90, tam remisyon oranları ise % 50-70 dir.
Yaygın evre olgularda kombine kemoterapiyle sağlanan yanıt oranları % 60-80, tam remisyon olasılığı ise % 20-40 civarındadır.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.