Zona Nedir? Zona Belirtileri Ve Tedavisi

  • HASTALIKLAR
  • Zona Nedir? Zona Belirtileri Ve Tedavisi için yorumlar kapalı
  • 1.728 kez görüntülendi

Zona Nedir? Zona Belirtileri Ve Tedavisi

Zona, suçiçeği hastalığına neden olan “Varicella zoster” adlı virüsün meydana getirdiği sinir iltihabıdır. Çocukluk dönemi bulaşıcı hastalıklarından biri olan suçiçeği, ilerleyen yaşlarda zona olarak yeniden karşımıza çıkabilir. Suçiçeği enfeksiyonu sonrası sinir köklerinde latent (uyur) hale geçen virüs, bazı faktörlerle aktive olarak zonayı oluşturur. Bağışıklık sistemin zayıfladığı herhangi bir hastalık seyrinde (Grip, idrar yolu enfeksiyonu, kanser, gibi…) ve yoğun stres altında kolaylıkla zona ortaya çıkabilir. Halk arasında gece yanığı olarak da bilinen ve şiddetli ağrılara yol açan zona hakkında merak edilenleri Memorial Sağlık Grubu Dermatoloji Bölümü Uzmanları cevapladı.

Zona Nedir?

50 yaşın üzerinde daha sık olmakla birlikte her yaşta görülebilen zona, varicella zoster isimli virüsünün neden olduğu, duyusal sinir hücresi gruplarını (dorsal kök ganglionlarını) tutan, ağrılı, döküntülü bir deri hastalığıdır. Tıp dilinde ‘’herpes zoster’’ adıyla anılan zona hastalığının oftalmi, oral, kranial, otik olmak üzere 4 farklı çeşidi olup kendini en çok ağrı, ciltte kabartı, kaşıntı ve döküntüler ile belli eder.

Zonaya neden olan virüs, sinir trasesi boyunca lokal olarak sinir hücrelerinden deri yüzeyine ulaşır ve burada veziküler döküntülerle kendini gösterir. Genellikle vücudun bir yarısında görülen zona, diz, dirsek altında kalan bölgelerde oldukça seyrek görülür.

Zona üçüncü gün sonunda kabarcıklar ile en yaygın halini alır. Bundan sonra kabarcıklar patlayarak kabuk bağlamaya başlar. İyileşmesi 2-3 haftayı bulan hastalık süresince kabarcıklar ortaya çıkarken ateş yükselebilir ve bazı hallerde lenf bezleri şişebilir. Çok nadiren zona hastalığı geçtikten haftalar ve hatta aylar sonra buradaki sinirlerde ağrılar görülür ve buna postzosterik nevralji (zona sonu sinirsel ağrı ) denir. Bu hastalarda zona iyileştikten aylar ve hatta yıllar sonra bile ağrı devam edebilir. Suçiçeği hastalığı genellikle çocukluk çağında geçirilir. Hastalık iyileştikten sonra virüs vücutta uyur vaziyette kalır. Vücudun direncini düşürerek bağışıklık sistemini zayıflatan herhangi bir durumdan sonra suçiçeği virüsü yeniden aktifleşir. Ancak bu kez suçiçeği yerine vücudun sadece bir bölgesinde sınırlı, ağrılı ve deriden kabarık döküntüler şeklinde tanımlanabilecek “zona” hastalığını oluşturur. Döküntüler iyileşip yok olduktan sonra ağrı devam ederse bu durumda “postherpetik nevralji” tablosu söz konusudur. Ağrının döküntüler iyileştikten sonra da sürmesinin nedeni iltihaplanan sinirin hasara uğramış olmasıdır.

Zona Nedenleri

Çocukken geçirilen suçiçeği ile varicella zoster isimli virüs vücuttaki bazı sinirlere yerleşmiş olur. Suçiçeğine ve ardından da zonaya neden olan bu virüs vücutta herhangi bir sorun oluşturmadan yıllarca beklemede kalabilir. Bağışıklık sisteminin zayıflaması ile yeniden aktif hale gelebilir. Bağışıklık sisteminin zayıflama nedenlerini şöyle sıralayabiliriz;

  • Yaşlanma
  • Romatizmal hastalıklar gibi kronik sağlık sorunları
  • Kanser ve kanser tedavisi
  • Dengesiz beslenme
  • Bazı ilaçlar
  • Zatürre, AİDS gibi ciddi enfeksiyonlar

Bu nedenlerin biri ya da birkaçı virüsün yeniden aktifleşerek zona hastalığının ve ardından postherpetik nevraljinin ortaya çıkmasına neden olabilir.

Hemen her yaş grubunda zona hastalığı görülebilir ancak 50 yaş üzerindeki kişilerde risk daha yüksektir. Bu durum yaşlılıkta vücudun bağışıklık sisteminin zayıflaması ile açıklanabilir. Bir yaşından önce suçiçeği geçirenler ve bir hastalık ya da kullanılan ilaçlar nedeniyle bağışıklık sistemi zayıf olanlar da yine zona hastalığına daha yatkın kabul edilir.

Bağışıklık sisteminin yanı sıra stres, depresyon, üzüntü ve aşırı yorgunluk da zonayı tetikleyen diğer nedenler arasında yer almaktadır. Bu etkenlerle virüs yeniden aktive olduktan sonra hızla deriye ilerler ve ağrı, yanma, kaşınma, kızarıklık, su dolu kabarcıklar şeklinde döküntülere yol açar.

Zona Belirtileri

Zona belirtilerin şiddeti ve süresi hastanın bağışıklık sisteminin durumuna ve yaşına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Çoğunlukla zona belirtileri arasında döküntülerden birkaç gün önce ağrı, yanma, kaşınma görülür. Bağışıklık sistemi fazlasıyla zayıf kişilerde şikayetler, uyku uyutmayacak ve ilaç ile hafiflemeyecek kadar ağır seyredebilir.

Zona belirtilerinin ortaya çıkmasında bazen değişiklikler olabilir. Hastalık, döküntülerden önce şiddetli ağrı ile de kendini gösterebilir. Bu durum, ağrının olduğu bölgeye göre sıklıkla kalp krizi, böbrek taşı veya apandisit ile karıştırılabilmektedir. Böyle durumlarda deri döküntüleri genellikle ağrı başladıktan birkaç gün sonra ortaya çıkmaktadır.

Zonanın en sıkıntı veren bulgusu ağrıdır. Ağrı ve döküntülerin kontrolü açısından tedaviye erken başlanması büyük önem taşımaktadır. Döküntüler ortaya çıktıktan sonra ilk 96 saat içinde yapılan etkili tedavi; döküntü, ağrının şiddeti ve zonanın uzun dönem etkilerini belirgin şekilde azaltmaktadır.

Sinirleri etkileyen zona virüsüne erken müdahale etmek çok önemlidir. Geç kalındığında işitme kaybı, görme kaybı, yüz felci, kasların oynatılamaması, enfeksiyon gibi daha ciddi belirtiler de ortaya çıkabilir.

Döküntüler vücudun herhangi bir yerinde olabilir. Ancak tipik olarak vücudun bir yarısında görülür. Yaş faktörü, bağışıklık sistemi ve kişinin yandaş bir hastalığı olup olmadığı döküntülerin şiddetinde de farklılıklara yol açabilir. Bağışıklık sistemi güçlü ve genç hastalarda birkaç tane böcek ısırığını andıran kabarcıklar şeklinde olabilirken, yaşlı ve bağışıklık sistemi zayıf kişilerde yanık benzeri içi su veya kan dolu kabarcıklar halinde görülebilir.

Kimi zaman zona, baş bölgesini, yüzü ve gözleri de etkileyebilir. Zona döküntüleri nadiren iç organlarda, hatta gözde de görülebilir. Özellikle dil ve ağız içindeki zona döküntüleri son derece acı vericidir. Gözde olması görme sorunlarına; kulakta olması ise kulak çınlaması ve duyma problemlerine yol açacağı için yakın takip gerektirir.

Zona Bulaşıcı Mıdır?

Çoğu kişinin aklına gelen ilk sorulardan biri de zonanın bulaşıcı olup olmadığıdır. Zona bulaşıcı değildir. Ancak zona yaralarına temas eden kişiye bu hastalık zona olarak değil, eğer daha önce suçiçeği geçirmediyse suçiçeği olarak bulaşabilir.

Suçiçeği geçirmiş ya da suçiçeği aşısı olmuş kişiler için ise zona bulaşıcı bir hastalık değildir. Toplumun % 90’ı da genellikle çocukken suçiçeği geçirdiği için zaten vücutlarında zona hastalığına neden olan virüs bulunmaktadır.

Gebelik sürecinde karşılaşılan zona, çocuğu etkilemez. Hastalığın tuttuğu alanlar çok önemlidir. Örneğin göz etrafını tutan zonada; görme problemleri, kulak etrafını tuttuğunda 8’inci sinir tutulumuna bağlı işitme kayıpları gibi ciddi yan etkiler görülebilir.

Zona Tanısı Nasıl Konur?

Zona tanısı dermatolojik muayene ile konur. Ağrılı, gruplaşmış, içi su dolu kesecikler kolaylıkla tanının konulmasını sağlar. Zonanın en sıkıntı veren bulgusu ağrıdır. Ağrı ve döküntülerin kontrolü açısından tedaviye erken başlanması büyük önem taşımaktadır. Döküntüler ortaya çıktıktan sonra ilk 96 saat içinde yapılan etkili tedavi; döküntü, ağrının şiddeti ve zonanın uzun dönem etkilerini belirgin şekilde azaltmaktadır.

Tedavinin esasını, ağızdan antiviral verilmesi oluşturur. B vitamini, zona sonrası oluşabilecek ağrıların önlenmesinde çok önemlidir. Vücut direncini artırıcı vitamin desteği de takviye olarak verilmelidir. Ağrının da tedavi sırasında kontrol altına alınması gerekir. Zonanın tedavisi sonrasında ağrı devam ediyorsa, antidepresanlar ve antikonvülzan ilaçlara (epilepsi-sara- tedavisinde kullanılır) başvurulabilir. Hastalara bol su içmeleri, sağlıklı beslenmeleri, istirahat etmeleri ve stresten uzak durmaları önerilir.

Zona Tedavisi

Zona tedavisinin en önemli kısmını ağızdan alınan antiviraller oluşturur. Tedavi süresince B vitamini ve vücut direncini artırıcı takviye almak çok önemlidir. Özellikle B vitamini zona sonrası oluşabilecek ağrıların önlenmesinde çok yardımcıdır ve ağrının tedavi sırasında mutlaka kontrol altına alınması gerekir.

Zona nedeniyle oluşan postherpetik nevralji ağrısını geçirmek amacıyla çeşitli tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Bu tedaviler her hastada aynı etkiyi göstermediği için kişiye özel ağrı tedavisi uygulanır. Kullanılan tedavi yöntemleri şunlardır:

  • Ağrı kesiciler, antidepresanlar ve antikonvülzanlar gibi çeşitli ilaçlar,
  • Yüzeysel anestezi sağlayıcı çeşitli kremler,
  • TENS,
  • Ağrılı bölgeye soğuk uygulama,
  • Akupunktur,
  • Tutulan bölgeye göre değişen sinir blokları.

Tüm tedavi yöntemleri denense de ağrılar aylarca ya da yıllarca devam edebilir. Bazen postherpetik nevralji ağrısı hiçbir tedaviye yanıt vermeyebilir. Burada önemli olan tüm ilaçların disiplinli şekilde kullanılması, hekim kontrolü ve bağışıklık sistemini güçlendirmektir.

Hastalık genç hastalarda 2-3 haftada, yaşlı kişilerde ise 6-8 haftada iyileşir. Zona hastalarının büyük çoğunluğu hastalığın herhangi uzun süren etkilerini yaşamazken, yaklaşık %3’ünde zonaya bağlı nöropati denilen uzun dönemde gerileyen bazı etkiler ortaya çıkabilmektedir.

Zona Aşısı

Suçiçeği ve zona hastalıklarına neden olan virüs Varicella Zoster’e karşı aşı seçeneği de mevcuttur.  Ancak bu aşı hayatında söz konusu virüsle hiç karşılaşmamış kişilerde etkilidir. Erişkinlerin birçoğu bu virüsle bir şekilde temas etmiş olduklarından aşıdan fayda görmezler. Ancak çocuklar için aşı oldukça etkili bir önemdir. Ne kadar çok çocuk aşılanırsa gelecekte o kadar az zona ve dolayısıyla postherpetik nevralji hastasıyla karşılaşılacaktır. Zona aşısının 5 seneye kadar koruduğu kesin, 10 seneye kadar da takipleri vardır.

60 yaş üstü herkesin zona aşısı yaptırması önerilmektedir.  Fakat bağışıklık sistemi zayıf olanlara, kanser hastalarına, steroid tedavisi alanlara, kollajen doku hastalığı olup bu nedenle immünsüpresif tedavi alanların zona aşısı olması önerilmez. Çünkü aşı zayıflatılmış canlı virüs içerdiği için birden çoğalabilir, kontrol edilemeyebilir.

Zona Tekrarlar Mı?

Zona tekrarlar mı sorusu tüm zona virüsü ile karşılaşanların ortak sorularından biridir. Zona her bağışıklık sistemini zayıfladığında tekrar etmeyebilir. Hastaların çoğunda, suçiçeği sonrasında hayat boyu zona şeklinde sadece tek bir atak görülür. Zona tekrarlamayan bir hastalık olarak kabul edilir ancak nadiren de olsa hastalığın tekrar tekrar ortaya çıktığı durumlar olabilir.

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.