Genelde yüz ve bacaklar etkilenir. Kollarda ve kalçanın üst kısımlarında da görülebilir. Hastalığın ortaya çıkma sürecindeki ilk kırk sekiz saat içerisinde deride hızlı bir şekilde yükselen kaşıntı, yanma ve ağrı oluşur. Diğer belirtiler şunlardır:

• Kabarcık oluşumu
• Ateş, titreme
• İltihaplı bölgedeki deride ağrı, parlak kırmızı renk, şişme ve ısınma
• İltihaplı bölgede sınırlarından itibaren yükselmiş hizada yara
• Çene ve burun köprüsünde yara
• Kusma
• Lenf düğümü bölgelerinde aşırı hassasiyet
• Baş ağrısı

Yılancık hastalığı bakteriyel bir cilt iltihabıdır. Sorumlu canlılar A grubu Streptokok bakterileridir. Sadece bu bakterileri taşıyan kişilerle direk temas halinde bulaşır. Ancak bu bakteriler sadece yılancık hastalığına neden olmaz; dolayısıyla başka bir hastalığı olan kişiden de yılancık hastalığının kapılması olasıdır.

Aşağıdaki koşullar yılancık hastalığının görülme riskini artırır:

• Daha önce tecrübe edilen yılancık hastalığı
• Venöz (damar) yetersizliği
• İlerleyen yaş
• Alkol bağımlılığı
• Damar içi uyuşturucu kullanımı
• Lenfödem (Fil hastalığı)
• Aşırı kilo
• İltihabi cilt hastalıkları
• Böcek ısırıkları
• Hamilelik
• Vücutta var olan kesik veya yaralar
• Kan veya lenf damarı sistemlerinin yaşadığı emilim problemleri
• Kangren olmuş vücut bölgesi
• Lenfanjiektazi hastalığı
• Kemoterapi, radyoterapi
• Şeker hastalığı
• Bağışıklık sistemini baskılayan herhangi bir durum

Yılancık hastalığında doğrudan bir bulaşma nedeni tam bir netlik ile tespit edilememiştir. Ancak;

• Yakın zamanda geçirilen yüz travması yılancık hastalığına davetiye çıkarabilir.
• Yılancık hastalığının ilk giriş noktası ayak mantarının neden olduğu iltihaplı bölge olabilir.

1) İlaç Tedavisi

Yılancık hastalığı tedavisinde antibiyotikler kullanılır. Hastalık şiddetli seyrediyorsa antibiyotik damar içi yöntemlerle direk verilebilir.

• İhtiyaç miktarında analjezik (ağrı kesici) ilaç verilir. İbuprofen ve parasetamol en bilinen örnekleridir.
• Yetişkin hastalar için 500 miligramlık Fluklosasilin tabletler günde dört defa kullanılmak üzere verilir. Hafif seyreden yılancık hastalığında bu doz yeterli olmaktadır.
• Penisiline alerjisi olan hastalarda antibiyotik olarak eritromisin veya klaritromisin tedavisi uygulanabilir.
• Fil hastalığı da olan yılancık hastaları, tüm belirtiler kaybolana kadar ilaç tedavisine devam etmelidir. Bu süre iki aya kadar uzayabilir.
• Yüzde beliren yılancık hastalığı için amoksisilin tridrat, beta laktam antibiyotiği ve potasyum klavulanat karışımı olan co-amoxiclav antibiyotiği seçenekler arasında değerlendirilebilir. Ancak bu işlem için hastane yatışı gerekli olmaktadır.
• Steroit içermeyen iltihap önleyici ilaçlar tedavi süresini kısaltabilir.

2) Ev Tedavileri

Ev istirahatine ek olarak şunlara dikkat etmelisiniz:

• Etkilenen vücut bölgesi kalp hizasından yukarıda tutulmalıdır. Bu sayede şişmenin önüne geçilir ve ağrı azaltılır.
• Yaralı bölge üzerindeki ölü doku temizlenmelidir. Uygulanacak metot için eczacınızdan yardım isteyiniz.
• Cildin ve etkilenen bölgenin su kaybını önlemek için nemlendirici merhemler kullanılmalıdır.
• Soğuk uygulama yapmak yangıyı azaltır. Tedavi sürecini hızlandırır.
• Islak tuzlu kıyafetler: Yara üzerinde ince bir tabaka oluşturmaya başlayan ölü tabakayı gidermek için kullanılabilir. Vakanın ciddiyetine göre her 2-12 saatte bir değiştirilmelidir.
• Yaralı cildin nemli kalması için badem yağı sürebilirsiniz.
• Yeterince su tükettiğinizden emin olun.

3) Cerrahi Müdahale

Cerrahi müdahale sadece çok ileri seviyedeki yılancık hastalığı için ve kangren olan dokular için uygulanır. Bu durumlarda ameliyatla ölü doku temizlenip gerekli olduğu takdirde doku nakilleri yapılır.