Sarımsak (Allium sativum), yemeği pişirirken lezzet verici olarak yaygın bir şekilde kullanılmaktadır; aynı zamanda antik ve modern tarih boyunca ilaç olarak da kullanılmıştır; çok çeşitli hastalık ve sorunu önlemek ve tedavi etmek için sarımsaktan faydalanılmıştır.

Sarımsak, Allium cinsine aittir ve soğan ve pırasa ile yakından ilişkilidir. İnsanlar tarafından binlerce yıldır kullanılmaktadır ve Antik Mısır’da hem yemek amaçlı, hem de sağlık ve terapötik faydaları için kullanılmıştır.

Gıda ve Tıp Açısından Sarımsak

Sarımsak binlerce yıldır tüm dünyada kullanılmaktadır. Kayıtlar, Giza piramitleri inşa edildiğinde yani yaklaşık 5000 yıl önce de sarımsağın kullanıldığını gösteriyor.

“Batı tıbbının babası” olarak bilinen eski Yunan doktor Hipokrat çeşitli hastalıklar ve sorunlar için sarımsak kullanmış ve önermiştir. Hipokrat, solunum problemleri, parazitler, kötü sindirim ve yorgunluk tedavisinde sarımsak kullanımını teşvik etti.

Eski Yunan Olimpik atletlerine sarımsak, muhtemelen spor sırasında “performans artırıcı” etkisinden dolayı sıklıkla kullandırılırdı. Sarımsak Eski Mısır’dan Endus Vadisi’nin eski uygarlıklarına (bugün Pakistan ve Batı Hindistan) yayılmıştır. Oradan Çin’e doğru yol aldı.

İngiltere’nin kraliyet botanik merkezi Kew Gardens’daki uzmanlara göre, eski Hindistan halkı sarımsağın terapötik özelliklerini değerlendirmiş ve ayrıca bir afrodizyak olacağını düşünmüştür. Ortadoğu, Doğu Asya ve Nepal’deki tarih boyunca sarımsak; bronşit, hipertansiyon (yüksek tansiyon), TB (tüberküloz), karaciğer rahatsızlıkları, dizanteri, gaz, sancı, bağırsak solucanları, romatizma, diyabet ve ateş için tedavi amaçlı kullanılmıştır.

Sarımsak bugün terapötik özellikleri için yaygın olarak kullanılmaktadır

 

Günümüzde sarımsak, ateroskleroz (arterlerin sertleşmesi), yüksek kolesterol, kalp krizi, koroner kalp hastalığı ve hipertansiyon gibi kan sistemine ve kalbe bağlı birçok koşul için yaygın şekilde kullanılmaktadır. Sarımsak, günümüzde bazı insanlar tarafından akciğer kanseri, prostat kanseri, göğüs kanseri, mide kanseri, rektum kanseri ve kolon kanserinin önlenmesi için de kullanılmaktadır. Bu kullanımların sadece bir kısmının araştırmalar tarafından desteklendiğini eklemek önemlidir. Bir araştırma, sarımsağı pişirmenin antienflamatuvar etkilerini azalttığını belirtti. Bu, taze sarımsağın tadını veya kokusunu beğenmeyen ya da tolere edemeyen bazı insanlar için bir sorun olabilir.

 

Akciğer Kanseri Riskini Düşürür

 

Çin’de Hastalık Kontrolü ve Korunma Merkezi tarafından yürütülen bir araştırmaya göre, 7 yıllık araştırma döneminde haftada en az iki kez çiğ sarımsak yiyenlerin, akciğer kanseri geliştirme riski %44 daha düşüktü. Çalışmaları Kanser Önleme Araştırması dergisinde yayınlayan araştırmacılar, 1.424 akciğer kanseri hastası ve 4.543 sağlıklı bireyle yüz yüze görüşmeler gerçekleştirdiler. Kişilere sigara kullanıp kullanmadıkları ve sarımsak yiyip yemedikleri gibi yaşam tarzıyla alakalı genel sorular soruldu. Sonuç olarak: Çiğ sarımsak ve akciğer kanseri riski arasında koruyucu bir birlik ve bir doz-tepki anlaşması gözlemlendi. Sarımsağın potansiyel olarak akciğer kanseri için kemoterapi koruyucu bir ajan olarak kullanılabileceği keşfedildi.

 

 

Beyin Kanseri Tedavisine Yardımcı Olabilir

 

Sarımsakta bulunan organik kükürt bileşikleri, bir tür ölümcül beyin tümörü olan glioblastomadaki hücreleri yok etmekte etkili olarak tanımlandı. Güney Carolina Tıp Üniversitesi’ndeki bilim adamları, Kanser dergisinde sarımsaktan elde edilen üç saf organo-sülfür bileşiminin (DAS, DADS ve DATS), beyin kanseri hücrelerinin ortadan kaldırılmasında etkinlik gösterdiğini ayrıca DATS’ın bu konuda çok etkili olduğu kanıtladı. Bu araştırma, insan beyin tümör hücrelerinin büyümesini kontrol etmek için doğal ilaç olarak bitki kökenli bileşiklerin öneminin büyük olduğunu ortaya döktü.

 

Yüksek Tansiyona İyi Gelir

 

Sarımsağın yüksek kan basıncını kontrol etmeye yardımcı olduğu kanıtlanmıştır. Bir çalışma, halihazırda antihipertansif ilaç kullanan, ancak halen kontrol edilemeyen hipertansiyona sahip insanlar için sarımsak özütünün yardımcı bir tedavi etkisi olduğunu buldu. Bir bilim dergisinde yayınlanan çalışma, kontrol edilemeyen kan basıncı olan 50 kişiyi değerlendirdi. Sadece dört kapsül sarımsak ekstraktı (960 miligram) üç ay süreyle kullanılınca, kan basıncının ortalama 10 puan düşmesine neden oldu.

 

Soğuk algınlığını Geçirir, Enfeksiyonları Önler

 

Deneyler, sarımsak veya sarımsakta bulunan allisin gibi spesifik kimyasal bileşiklerin, soğuk algınlığı da dahil olmak üzere en yaygın ve nadir enfeksiyonlardan sorumlu olan sayısız mikroorganizmanın öldürülmesinde oldukça etkili olduğunu göstermiştir. Sarımsak aslında soğuk algınlığı ve diğer enfeksiyonları önlemeye yardımcı olabilir.

Bir çalışmada, soğuk mevsimde (Kasım ve Şubat ayları arasında) insanlar 12 hafta boyunca sarımsak takviyeleri veya plasebo aldı. Sarımsak alan kişilerin soğuk alması daha az olasıydı ve soğuk alması halinde plasebo grubundan daha hızlı iyileşti. Sarımsak almayan (plasebo grubu) 12 haftalık tedavi süresince birden fazla soğuk algınlığı yaşadı.

Sarımsağın antimikrobiyal, antiviral ve antifungal özellikleri, soğuk algınlığı ve diğer enfeksiyonları hafifletmeye yardımcı olabilir. Özellikle sarımsaktaki allisinin antimikrobiyal güç açısından önemli bir rol oynadığına inanılmaktadır.

 

Erkek ve Kadın Saç Dökülmesini Azaltabilir

 

Sarmısak kellik tedavisinde kullanılmaktadır. İran’da yapılan bir araştırma, üç ay günde iki kez kafa derisinde uygulanan sarımsağın kellik için kortikosteroid alan kişileri nasıl etkilediğini test etti. Kellik yaygın bir otoimmün deri hastalığı olup, kafa derisinde, yüzde ve bazen vücudun diğer bölgelerinde saç dökülmesine neden olur. Halen farklı tedaviler mevcuttur, ancak henüz kesin bir tedavi yöntemi bilinmemektedir.

Araştırmacılar sarmısağın kellik tedavisinde topikal kortikosteroidin terapötik etkinliğine önemli ölçüde katkıda bulunduğunu keşfettiler. Çalışmanın sonuçları kesin olmasa da; sarımsak ile birlikte hindistan cevizi yağının birlikte bir tedavi süreci olarak uygulanması, saç dökülmesi tedavisi olarak daha da yararlı olabilir çünkü ciltteki zararlı kortikosteroidleri emme riskini hafifletir.

Alzheimer Hastalığı ve Demans İçin Tedavi Edicidir

 

Alzheimer hastalığı, insanların açıkça düşünme, günlük görevleri yerine getirme ve nihai olarak kendilerinin kim olduğunu hatırlama yeteneğini sarsabilen demans(bunama) biçimidir. Sarımsak, bu bilişsel hastalıklara katkıda bulunan oksidatif hasara karşı vücudun koruyucu mekanizmalarını destekleyebilen antioksidanlar içerir.

Alzheimer hastaları söz konusu olduğunda β-amiloid peptit plakları merkezi sinir sisteminde yaygın olarak görülür ve bu plak yatakları reaktif oksijen türlerinin ve sinir sistemindeki sinir hücrelerinin hasar görmesine neden olur. Bir araştırma, sarımsak özünün önemli nöroprotektif ve nöroreek özelliklerinin bulmuştur. Araştırmacılar sarımsak özütünün Alzheimer hastalığını tedavi etmek için gelecekte ilaçlar hazırlamak için kullanılabileceğini belirttiler.

 

 

Diyabete Yararlıdır

 

Sarımsak şeker hastalarında da yeteneğini göstermiştir. Sarımsak yemek, potansiyel olarak bazı diyabet komplikasyonlarının etkilerini durdurup azaltmanın yanı sıra enfeksiyonlarla mücadele, LDL kolesterolü düşürme ve kan dolaşımını teşvik ederek kan şekeri düzeylerini düzenlemeye yardımcı olduğu gösterildi.

Araştırmalarda sarımsağın, diyabetik hastalıkların genel sağlığının iyileştirilmesinde, örneğin ateroskleroz ve nefropati gibi yaygın diyabetik komplikasyonların azaltılması için çok yararlı olabileceğini gösterdi. Yedi hafta süreyle çiğ sarımsak ekstresi alan farelerde, serum glikozu (kan şekeri seviyesi), kolesterol ve trigliserid düzeyleri önemli ölçüde düşmüştür.

 

 

Alkole Bağlı Karaciğer Hasarını İyileştirir

 

Alkole bağlı karaciğer hasarı, alkollü içeceklerin uzun süreli fazla tüketiminden kaynaklanmaktadır. Bilim adamları, sarımsak kökenli bir organosülfür bileşiği olan dialil disülfürün (DADS) etanol kaynaklı oksidatif strese karşı koruyucu etkileri olup olmayacağını belirlemek istediler. Araştırmacılar, DADS’in etanol kaynaklı karaciğer hasarına karşı korunmaya yardımcı olabileceği sonucuna vardı.