Preeklampsi ve Eklampsi Nedir, Belirtileri, Tanı Kriterleri ve Tedavisi

  • HASTALIKLAR
  • Preeklampsi ve Eklampsi Nedir, Belirtileri, Tanı Kriterleri ve Tedavisi için yorumlar kapalı
  • 995 kez görüntülendi

Preeklampsi ve Eklampsi Nedir, Belirtileri, Tanı Kriterleri ve Tedavisi

Preeklampsi, gebelik sırasında hipertansiyon yani yüksek tansiyon ve proteinüri ile karakterize bir durumdur.

Erkenden tanınmazsa ve yönetilmezse nöbet oluşumunu içeren eklampsi’ye ilerleyebilir.

Eklampsi hem anne hem de bebek için ciddi ve hatta ölümcül olabilir.

Preeklampsi eskiden gebeliğin toksemi olarak biliniyordu. Tedavi edilmediğinde, 200 preeklampsi olgunun 1’inde nöbet geçirme görülür ve bu tabloya eklampsi denir.

Daha önce doğum yapmamış sağlıklı kadınlarda preeklampsi insidansı yani görülme oranları % 2-6 aralığındadır.

Preeklampsi gebeliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkar ve doğumdan sonraki günlerde de devam edebilir. Bazı raporlarda preeklampsinin doğumdan sonra 4-6 hafta arasında gerçekleştiği açıklanırken, postpartum preeklampsi vakalarının çoğu doğumdan sonraki 48 saat içinde gerçekleşir.

Vakaların % 90’ı gebeliğin 34. haftasından sonra, % 5’i doğumdan sonra ortaya çıkar.

Preeklampsi ve eklampsi, ilk gebeliklerde en sık görülür.

Hamile gençler ve 40 yaş üstü kadınlar da risk altındadır.

Preeklampsi ve eklampsi’ye ne neden olur ?

Preeklampsi ve eklampsi’nin nedeni tam olarak anlaşılamamıştır, ancak kan damarlarının iç yüzeyinde bir bozukluk olduğuna inanılmaktadır.

Plasentanın anormallikleri de tanımlanmıştır. Muhtemelen hem genetik hem de çevresel etkileri de içeren faktörlerin bir kombinasyonu nedeniyle ortaya çıkar.

Bir dizi gen, potansiyel olarak preeklampside yer aldığı için çalışılmıştır ve aileden etkilenen kadınlar için risk artmıştır.

Beslenme faktörleri, obezite ve bağışıklık sistemi de gelişiminde rol oynayabilir, ancak bu henüz tam olarak anlaşılmamıştır.

Preeklampsi ve eklampsi için kimler risk altındadır ?

Farklı faktörler bir kadının preeklampsi ve eklampsi gelişme riskini artırabilir.

Bunlar arasında şunlar bulunur:

Yaş

40 yaşın üzerindeki kadınlar büyük risk altındadır.

Geçmişteki bir gebelikte preeklampsi /eklamsi öyküsü

Şişmanlık

Hamilelik öncesinde yüksek kan basıncına sahip olma

Gebeliği yumurta bağışı veya verici tohumlama yoluyla elde edilenler

Preeklampsi geçiren bir anne veya kız kardeşi olması

Diyabet, lupus, romatoid artrit veya bazı böbrek hastalıkları gibi bazı hastalıklara sahip olmak

Birden fazla gebelik

Orak hücre hastalığı

Preeklampsi ve eklampsi’de görülen belirtiler nelerdir ?

Hafif preeklempsili kadınların birçoğunda herhangi bir semptom yoktur. Ana işaretler, idrarda protein bulunması ve kan basıncının yükselmesidir.

Ayaklar, bacaklar ve ellerin şişmesi de yaygındır, ancak bu normal gebelikte ortaya çıkabilir ve mutlaka preeklampsi ile ilgili değildir.

Preeklampsi olan kadınlar 1 ila 2 gün içinde ani kilo alabilir.

Şiddetli preeklampside görülen diğer semptomlar ve bulgular arasında baş dönmesi, baş ağrısı, bulantı, kusma, karın ağrısı, görme değişiklikleri, reflekslerde değişiklikler, zihinsel durum değişiklikleri, akciğerde sıvı yani pulmoner ödem ve idrar çıkışında azalmadır.

Eklampsi semptomları, preeklampsi ile birlikte nöbetlerin gelişimini içerir. Nöbetler meydana geldiğinde, çoğunlukla baş ağrısı ve görme bozuklukları gibi nörolojik semptomlar bulunur.

Şiddetli preeklampsi hastalarında trombosit sayısı da azalabilir.

Preeklampsi bulguları ve belirtileri, bebeğin doğumundan sonraki 1 ila 6 hafta içinde kaybolur.

Preeklampsi ve eklampsi nasıl teşhis edilir ?

Preeklampsi, düzenli bir gebelik taramasında teşhis edilebilir.

İdrarda protein idrar tahlili ile teşhis edilir ve klinikte alınan kan basıncı ölçümleri yüksek değerler gösterebilir. Preeklampside kan basıncı genellikle 140/90’ın üzerindedir.

Hemogram testinde trombositler düşük çıkabilir.

Preeklampsi asemptomatik olabileceğinden, hamile kadınların rutin sağlık muayenelerine tabi tutulmaları önemlidir.

Bir kadında preeklampsi gelişip gelişmeyeceğini gösteren hiçbir öngörü testi yoktur.

Preeklampsi ve eklampsi nasıl tedavi edilir ?

Preeklampsi ve eklampsi için bebeğin doğurtulmasından başka tedavi yoktur. Sezaryen yapmak için karar, durumun ciddiyetine, fetüsün gebelik haftası ve sağlığına bağlıdır.

Hafif preeklampsi olan kadınlarda doğum genellikle gebeliğin 37. haftasında indüklenir. Bu zamandan önce, evde ya da hastanede yakın izlemle idare edilebilirler. Bu süre zarfında bebeğin ciğerlerinin olgunlaşmasını teşvik etmek için steroid ilaçlar verilebilir. 37 haftalık gebelik öncesi hafif preeklampsi olan kadınlara sık sık medikal gözlem ile yatak istirahatı reçete edilir.

Şiddetli preeklampside  34. haftadan sonra doğum düşünülür. İntravenöz magnezyum sülfat nöbetleri önlemek için ağır preeklampsi olan kadınlara verilebilir. Bu ilaç bebek için güvenlidir. Magnezyum içeren oral takviyeler nöbetlerin önlenmesinde etkili değildir ve önerilmez.

Tansiyon düşürmek için hidralazin gibi ilaçlar da verilebilir.

Eklampsi tıbbi bir acildir. Nöbetleri kontrol altına almak ve anne ve bebek komplikasyonlarını en aza indirmek amacıyla istikrarlı bir kan basıncı  kontrolu gerekir. Magnezyum sülfat eklamptik nöbetler meydana geldiğinde birinci basamak tedavisi olarak kullanılır. Nöbetler magnezyum sülfat ile kontrol edilmezse, lorazepam (Ativan) ve fenitoin (Dilantin) gibi diğer ilaçlar uygulanabilir.

Preeklampsi ve eklampsi komplikasyonları nelerdir ?

Preeklampsi plasentaya ve fetusa kan akışını azaltır. Bu nedenle, bebekte büyüme geriliği ve düşük doğum ağırlığı olabilir. Erken doğum da yaygındır.

Oligohidramnios amniotik sıvı hacmindeki azalmadır ve sıklıkla preeklampsiye eşlik eder.

Preeklampsi, plasenta abruptionu veya plasentanın uterus duvarından ayrılması riskini arttırır. Bu şiddetli olduğu zaman hayatı tehdit eden kanamalar ve fetal ölümler meydana gelebilir.

Şiddetli preeklempsi karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını etkileyebilir. HELLP sendromu, hemoliz (kırmızı kan hücrelerinin tahribatı), karaciğer enzimlerinin yükselmesi ve düşük trombosit sayısı preeklampsinin nadir görülen bir komplikasyonudur. Belirtileri baş ağrısı, mide bulantısı, kusma ile sağ üst kadran karın ağrısıdır. Bazı vakalarda, HELLP sendromu tipik preeklampsi bulguları ortaya çıkmadan önce gelişir.

Preeklampsi ve eklampside görülen diğer nadir komplikasyonlar beyne kan akışındaki azalmayı içerir ve inme ile sonuçlanır.

Preeklampsi ve eklampsi önlenebilir mi ?

Preeklampsi ve eklampsiyi önlemenin bilinen bir yolu yoktur. Bununla birlikte, sonuç hızlı tanınma ve yönetimle iyileştirilebilir, bu nedenle hamile kadınların rutin sağlık taramaları yapılması önemlidir.

Preeklampsi ve eklampsi için prognoz yani görünüm nedir ?

Hafif preeklempsili kadınların birçoğunun gebelik sonuçları iyidir.

Eklampsi yaklaşık % 2 mortalite (ölüm) oranı ile ciddi bir durumdur.

Preeklampsi için nüks riski, durumun başlangıcına ve ciddiyetine göre değişir.

Şiddetli preeklamptik hastalığı olan, gebeliğin başında durumu başlamış kadınların tekrarlama riski en yüksektir. Şiddetli preeklamptik hastalığı  olanlarda tekrarlama riski % 25-65 arasında iken, hafif preeklempsili kadınların sadece % 5-7′sinde bir sonraki gebelikte preeklampsi oluşur.

Preeklampsili kadınlarda daha sonraki yaşamlarında kardiyovasküler hastalık riski de artmıştır.

 

 

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.