Patatesin de dahil olduğu tüm sebzeler vücudumuzun ihtiyacı olan temel vitamin ve mineralleri sağladığından beslenmemizde çok önemli rol oynarlar. Kızartma, haşlama, fırında pişirme gibi çeşitli şekillerde tüketilebilen patatesin maalesef sağlığa bazı zararları da mevcuttur.

Joslin Diabetes Center (Joslin Diyabet Merkezi)’ne göre, patates yemek sofra şekerinden bile daha fazla kan şekerinde artışa neden oluyor. Özellikle kabuğu soyulmuş patates yüksek glisemik indeksiyle kan şekerinde ani dalgalanmalar yapıyor. Patates gibi glisemik indeksi yüksek olan yiyecekler yedikten sonra kan şekeriniz ve insülin değerleriniz, düşük glisemik indeksli gıdalar tükettikten sonradan daha hızlı bir biçimde artışa geçer.Bu nedenle patates yemek kan şekerinizi yükseltip açlık ve tatlı krizlerine, tip 2 diyabet hastalığına ve diyabet komplikasyonlarına neden olabilir.

Patates, tip 2 diyabet riskini artıran bir sebzedir. Bu şeker hastalığı türü ise kalp hastalığı, böbrek yetmezliği ve hatta körlük gibi istenmeyen sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Walter Willett, JoAnn Manson ve Simin Liu tarafından yapılan ve, “Clinical Nutrition American Journal” Temmuz 2002 sayısında yayımlanan bilimsel araştırmada, patatesin tip 2 diyabet riskini artıran en riskli dört yiyecekten biri olduğu tespit edilmiştir. Diğer riskli gıdalar ise beyaz pirinç, beyaz ekmek, ve şekerli meşrubatlardır.

Patates cipsi ve kızarmış patates de keza yüksek glisemikli besinler arasında yer alır. Kan şekerini dengede tutmak için, patates yenmek istendiğinde haşlanmış patatesi kabuğu ile birlikte ve patatesi kepekli tahıllar, az yağlı süt gibi glisemik indeksi düşük gıdalarla beraber tüketmelidir.

The National Digestive Diseases Information Clearinghouse (Ulusal Sindirim Hastalıkları Merkezi) pirinç hariç, patates dahil tüm nişastalı yiyeceklerin,şişkinlik ve gaz ile mide ve bağırsak sorunlarına yol açabileceğini bildiriyor.

Patates kan şekerinde ani yükselişe neden olup açlık krizlerine yol açar ve yemeklere saldırıp ihtiyacınızdan daha fazla yemek yersiniz, bunun sonucu olarak da kilo almaya başlarsınız. Obezite yani şişmanlık ise kalp hastalığından felce kadar pek çok sağlık sorununa davetiye çıkaran bir problemdir.

2011 yılı Haziran ayında “New England Tıp Dergisi”nde yayınlanan bir çalışmada, 1986-2006 seneleri arasında 120.877 obez olmayan yetişkinlerde beslenme alışkanlıkları ve kilo alımı verileri incelendi. Araştırma sonucunda katılımcıların her dört yıllık süre içinde 1,5 kilo aldığı tespit edildi. Kilolalarında artış olan çoğu kişinin beslenmelerinde patates, yağlı etler ve şekerli içeceklere yer verdiği gözlemlendi.