Panik Atak Nedir ? & Panik Atak Belirtisi ve Tedavisi

  • HASTALIKLAR
  • Panik Atak Nedir ? & Panik Atak Belirtisi ve Tedavisi için yorumlar kapalı
  • 768 kez görüntülendi

Panik Atak Nedir ? & Panik Atak Belirtisi ve Tedavisi

Panik atak günümüz stres yüzyılında oldukça sık görülen, bazen geçici durumlarda oluşan, bazen de anksiyete bozukluğunun belirtisi olarak tezahür eden bir durumdur.

Tarihsel olarak panik, ilk kez  2.Ramses devrinde ve Yunan mitolojisinde tanımlanmıştır.

Ortaçağdan sonra Rönesans Avrupa’sında, şiddetli kaygı ve depresyon birlikte melankoli olarak tanımlandı.

19. yüzyılda, panik belirtiler nevroz olarak tanımlanmaya başlandı ve nihayetinde panik kelimesi psikiyatride kullanılmaya başlandı.

Panik atak çok sıktır, eğer panik atağınız varsa üzülmeyin yalnız değilsiniz.

ABD’de yetişkinlerin en az % 20’si veya yaklaşık 60 milyon kişi hayatlarının bir döneminde panik atak geçiriyor.

Ben de bir dönem geçirdim.

Tıpta öğrenciyken, amfide ders sırasında birden delireceğim yada öleceğim korkusu bastırdı. Nabzım arttı, çarpıntı oldu ve amfiden çıkıp kaçacak gibi oldum ama öz telkinle bunun gerçek bir durum olmadığını kendime söyledim ve birkaç saniye sonra durum geçti. Bir daha da olmadı.

Panik atağın ilk görünme yaşı genellikle 15-19 arasıdır.

Panik atak, diğer anksiyete türlerinden önemli derecede farklıdır çünkü çok ani ve genellikle beklenmedik başlar, uyarılmamışken veya bir yönlendirme olmadan oluşur gibi görünmektedir ve genellikle bastırılabilir.

Çocukların yaklaşık % 0,7’sinde panik bozukluk ya da yaygın anksiyete bozukluğu mevcuttur.

Panik atak, erişkin erkeklere kıyasla kadınlarda 2 kat daha sık görülürken, genç ve çocuklarda eşit sıklıkta görülür.

Bir kişi, örneğin, araç başında, kalabalık bir dükkanda alışveriş yaparken veya bir asansörde panik atağı geçirdiğinde, bu durumlarla ilgili fobi olarak adlandırılan irrasyonel korkular geliştirebilir ve bunlardan kaçınmaya başlar.

Sonunda, başka bir atak geçirme ihtimaline karşı sinirlilik ve kaygı, panik atakların artmasına ve olayın panik bozukluğuna dönüşmesine neden olabilir. Kişi bu nedenle örneğin evinin dışına çıkmaktan korkar hale gelebilir ki buna agorafobi denir.

Agarofobi kısaca “açık alan korkusu” demektir. Hastalar kendilerini eve hapseder.

Geniş, açık bir sahada yalnız kalınca hissedilen, kontrol edilemeyen bir korkudur. Yalnız kaldıklarında karşılaşacakları sorunlarda yardım bulamayacaklarını hissettikleri ortamlardan uzak durmaya çalışırlar. Bu korkuları yüzünden işlek bir cadde, kapalı alışveriş merkezleri, sinemalar, tiyatrolar en çok kaçtıkları yerler konumundadır.

Bu yüzden genellikle toplumsal mekanlara gittiklerinde yanlarında çok güvendikleri birinin varlığını hissetmek isterler.

2 tür panik bozukluk vardır: Agarofobili panik bozukluk ve agarofobisiz panik bozukluğu.

Panik bozukluğunun diğer zihinsel sağlık koşullarında olduğu gibi, birey etkili bir tedavi almadıkça kişinin günlük yaşamı üzerinde ciddi bir etkisi olabilir.

Çocuklarda panik ataklar, çocuğun notlarının azalmasına, okuldan kaçınmasına ve hatta ebeveynlerden ayrılmalara neden olabilir.

Muhtemelen madde bağımlılığı, depresyon veya intihar düşünceleri de yaşayabilirler.

Panik atak ciddi mi ?

Evet, panik ataklar gerçek ve potansiyel olarak oldukça ciddi duygusal hasarlara yol açabilir.

Neyse ki, özel tedavilerle kontrol edilebilirler.

Panik ataklara eşlik eden rahatsız edici fiziksel belirtiler ve semptomlar nedeniyle kalp krizi veya bazı hayatı tehdit eden tıbbi problemlerle karıştırılabilirler.

Aslında, göğüs ağrısı nedeniyle acile başvuranların  % 25’inde panik atak mevcuttur. Ne yazık ki, bu kişilerin % 90’ından fazlasında akla panik atak gelmez ve atlanılır.

Sevenleri veya tıbbi personel genellikle panik atak hastasına moral vermeye çalışır. Bununla birlikte, yardım amaçlı bu gayretler bazen hastanın durumla mücadelelerine zarar verebilir.

Kişiye “ciddi bir şey değil”, “hepsi sizin kafanızda” veya “endişelenilecek hiçbir şey” gibi şeyleri söylemek, gerçek bir sorun olmadığı, semptomların üstesinden tek başlarına da gelebileceklerini, yardıma gerek olmadığı veya tedavinin gerekli olmadığı şeklinde yanlış bir algı oluşturabilir.

Panik ataklar ciddileşebilirse de gerçekten organ tehdit edici değildir yani hayati sorunlara yol açmaz.

Bu nedenle, anksiyete krizi anında panik bozukluğuna yardım etmek için ne yapacaklarını merak edenler için korku ve semptomlarının yoğunluğunu kabul etmek, panik atak geçiren kişiye yaşamı tehdit edici olmadığını ve tedavi edilebilir bir durum olduğunu telkin etmek yine de faydalıdır.

Panik ataklar için nedenler ve risk faktörleri nelerdir ?

Panik ataklar için spesifik nedenler olmamakla birlikte diğer duygusal belirtiler gibi panik, biyolojik zayıf noktalar, düşünme biçimleri ve sosyal stres yaratıcıları gibi çevresel faktörlerin bir kombinasyonunun sonucu olarak kabul edilir.

Bir panik bozukluğu teorisine göre, burada vücudun normal “alarm sistemi”, yani bir kişinin bir tehdide yanıt vermesine izin veren zihinsel ve fiziki mekanizmaları, hiçbir tehlike yokken tetiklenmektedir.

Bilim adamları, buna neyin sebep olduğunu ya da bazı kişilerin neden soruna diğerlerinden daha duyarlı olduklarını bilmiyorlar.

Panik bozukluğunun ailelerde görülmesi, bu durumun kimde gelişeceğinin belirlenmesinde kalıtımın (genetik) rol oynadığı anlamına gelebilir. Bununla birlikte, aile öyküsü olmayan birçok insanda da gelişebilir.

Bazı çalışmalar marihuana gibi uyuşturucuların veya çinko, magnezyum gibi beslenme yetersizliklerinin de panik bozukluğu gelişimi için risk faktörleri olabileceğini ileri sürmektedirler.

Yoksulluk ve düşük eğitim düzeyi ilişkili gibi durmaktadır, ancak bu faktörlerin anksiyetenin nedeni mi veya sonucu mu olduğu belirsizdir.

Panik atak veya başka bir kaygı bozukluğu geliştiren insanların anksiyete duyarlılığına sahip olma olasılığı daha yüksektir. Anksiyete duyarlılığı, bir kişinin kaygı ile ilişkili bedensel duyumların (kısa göğüs ağrısı veya mide rahatsızlığı gibi) korkunç  sonuçlara (örneğin otomatik olarak kalplerinin duracağı anlamına geleceğine inanmak) yol açacağından endişe etme eğilimidir.

Toplumsal açıdan bakıldığında, ergen ya da yetişkin olarak panik bozukluğu geliştirmenin bir risk faktörü de, çocukken fiziksel ya da cinsel istismar öyküsüdür.

Genellikle, ilk ataklar, fiziksel hastalıklarla, başka bir büyük yaşam stresiyle veya beynin aktivitesini artıran ilaçlarla tetiklenir.

Panik atak belirtileri ve bulguları nelerdir ?

Panik atak belirtileri belirgin bir sebep olmaksızın aniden gelişir.

Bunlar arasında;

Hızlı kalp atışı (çarpıntı)
Gögüs ağrıları
Mide ağrısı
Baş dönmesi ve mide bulantısı
Hiperventilasyon
Nefes darlığı
Boğulma hissi
Ellerde karıncalanma veya uyuşukluk
Sıcak basması, terleme veya soğuk basması, titreme
Titreme ve sarsılma
Terör, düşünülemez derecede korkunç bir şeyin gerçekleşmek üzere olduğunun ve bunu önlemenin mümkün olmadığı hissi
Kaçma ihtiyacı
Semptomlarını nasıl kontrol edeceğini bilmemekten endişe ederek utanç verici bir şey yapma korkusu
Ölüm korkusu.

Panik atağı genellikle 10 dakikadan fazla sürer. Kişinin tahammül edebileceği en üzücü koşullardan biridir ve belirtileri kalp krizine benzeyebilir.

Tiroid anormallikleri ve anemi gibi bazı tıbbi durumlar ve bazı ilaçlar ciddi anksiyeteye neden olabilir. Bu tür ilaçlara örnek olarak metilfenidat (Ritalin) veya amfetamin tuzları (Adderall) gibi uyarıcılar, metformin ve insülin gibi diyabet ilaçları, kinin gibi antimalaryal ilaçlar ve deksametazondan çekilme gibi kortikosteroid geri çekilmesi sayılabilir.

Panik bozukluğu olan bireylerde mitral kapak prolapsusu (MVP) adı verilen bir kalp kapak anormalliği riski yüksektir.

Panik atakların gelişimi, tek başına veya gıda boyaları ile kombinasyon halinde aspartam gibi gıda katkı maddelerinin kullanımına da atfedilir ama bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Uyku esnasında ortaya çıkan ve gece panik atakları olarak da bilinen kaygı atakları, gündüz panik ataklarına göre daha az görülürken, gündüz panik ataklarına maruz kalanların % 40-70’ini etkiler.

Uyku sırasında panik belirtileri çeken insanlar, panik ile ilişkili daha fazla solunum sıkıntısı eğilimi gösterirler. Aynı zamanda, geceleri panik atak geçirmeyenlere kıyasla depresyon ve diğer psikiyatrik bozukluklar daha fazla görülebilir.

Gece panik atakları, ani bir korku ya da korku hali olmadan aniden uykudan uyanma ile gider. Uyku apnesi ve diğer uyku bozuklukları olan kişilerin aksine, gece panik hastaları panik ataklarının diğer tüm semptomlarına sahip olabilirler. Gece panik ataklarının süresi 10 dakikadan az olma eğilimindedir ancak bunları yaşayanlar için tamamen sakinleşmek çok daha uzun sürebilir.

Ergenlerde panik bozukluğu yetişkinlerdekine benzer semptomlara neden olurken, küçük çocuklarda semptomlar daha az düşünce tabanlıdır. Özellikle, gençlerde gerçek dışı hissetmek veya delirmekten ya da ölmekten korkmak daha sıktır.

Panik bozukluğu nasıl teşhis edilir ? Hangi doktorlar tedavi eder ?

Çeşitli tıbbi ve zihinsel sağlık profesyonelleri, panik bozukluklarını değerlendirir ve tedavi ederler. Birincil bakım doktorları, psikiyatrlar, psikologlar ve sosyal hizmet uzmanları gibi zihinsel sağlık eğitimi alan pratisyenlere kadar tamamen tıbbi profesyoneller tanı ve  tedavide rol alır.

Bununla beraber ülkemizde ilk olarak bir psikolog veya psikiyatr’a başvurmak daha doğrudur.

Panik bozukluğundan şüphelenilen kişilere tarama soruları için selftest yaptırma,  geçmişi hakkında detaylı sorular, zihinsel durum muayenesi gerçekleştirilir.

Bireyin semptomlarının başka bir duygusal hastalığa bağlı olup olmadığı araştırılır.

Örneğin, bir bağımlılığı olan insanlar sık ​​sık panik atak geçirirler, ancak bu belirtiler genellikle yalnızca kişi madde kullanırken veya maddeden çekildiğinde ortaya çıkar.

Panik atakların oluşumuna katkıda bulunabilecek herhangi bir tıbbi sorunun olup olmadığını araştırmak için fiziksel muayene ve diğer uygun tıbbi testler yapılır.

Birçok tıbbi durum bir semptom olarak panik atak yapabileceğinden ve bu nedenle anksiyetenin hafifletilmesi için altta yatan tıbbi durumun tedavi edilmesi gerektiğinden, bu özellikle önemlidir. Buna örnek olarak, bazı anemi formlarını gidermek için vitamin takviyeleri verme veya Lyme hastalığı gibi enfeksiyonlar için antibiyotik tedavisi verilebilir.

Panik atağın tedavisi nedir ? Hangi ilaçlar kullanılır ?

Panik atak geçirenlerin semptomlarını kontrol edebilecek çeşitli tedaviler vardır. Buna tıbbi tedaviler ve psikoterapinin spesifik formları dahildir.

İlaçlar açısından, seçici serotonin geri alım inhibitörü (SSRI), seçici serotonin ve norepinefrin geri alım inhibitörleri (SSNRI) ve benzodiazepinler FDA tarafından etkili tedavi için onaylanmıştır.

Bu gibi ilaçlara örnek olarak SSRI grubundan fluoksetin (Prozak), sertralin (Zoloft), paroksetin (Paxil), esitalopram (Lexapro), sitalopram (Celexa),  SSNRI grubundan venlafaksin (Effexor), ve benzodiazepin grubundan klonazepam (Klonopin) ve lorazepam (Ativan) sayılabilir.

Alprazolam (Xanax) panik atakları tedavi etmek için sıklıkla kullanılmasına rağmen, kısa etki süresi günde birkaç kez alınmasını gerektirebilir.

Beta blokerler (örneğin, propranolol), panik atak ile ilişkili kalp atış hızı gibi fiziksel semptomları tedavi etmek için kullanılırlar.

SSRI’lar ve SSNRI’lar kullanıma girmeden önce, trisiklik antidepresanlar (TCAs) olarak bilinen gruptaki ilaçlar genellikle panik bozukluğu tedavisinde kullanıldı. TCA’ların panik atakların tedavisinde eşit derecede etkili olduğu tespit edilse de, SSRI’lar ve SSNRI’lerin daha güvenli ve iyi tolere edildiği kanıtlanmıştır. Bu nedenle, TCA’lar daha önce olduğuklarından daha az kullanılıyor.

Panik bozukluğu tedavisinde psikoterapi bileşeni en az ilaç kadar önemlidir. Aslında, araştırmalar, tek başına psikoterapinin veya ilaç ve psikoterapi kombinasyonunun, panik atakların uzun vadeli tedavisinde tek başına ilaçtan daha etkili olduğunu gösteriyor.

Kaygı düzeyini azaltmak için sıklıkla kullanılan davranış teknikleri arasında gevşeme teknikleri (nefes alma teknikleri veya yönlendirilmiş görüntüler gibi) ve panik bozukluğu rahatsızlığındaki kaygıları önceden tetikleyen durumlara kademeli olarak artan maruz kalma sayılabilir.

Önlemler için neler yapılabilir ?

Panik bozukluğu olan kişiler alkol ya da kafeinli içeceklerden veya uyuşturucu maddelerden uzak durmalıdır.

Panik ataklarını önlemek için diğer ipuçları arasında, derin nefes alma, masaj terapisi ve yürüyüş gibi aerobik egzersiz ve stres yönetim tekniklerine yer verilmesi sayılabilir.

Ne yazık ki, panik atak geçiren birçok kişi uygun tedaviyi aramıyor veya almıyor.

Tedavi edilmeyen panik atakların komplikasyonları nelerdir ?

Tedavi edilmediği takdirde panik ataklar aylar ya da yıllarca tekrarlar.

Genellikle genç erişkinlikte başlarken, semptomlar bazı insanlarda hayatın başında veya sonrasında ortaya çıkabilir.

Komplikasyonlar, özellikle evden ayrılamama (agorafobi) ve sosyal durumlardan kaçınma gibi belirli irrasyonel korkuları (fobiler) içerebilir.

Diğer muhtemel komplikasyonlar, depresyon, iş veya okul sorunları, intihar düşüncesi veya eylemleri, maddi problemler ve alkol veya diğer madde suiistimalini içerebilir.

Panik bozukluğu, hastaları kalp hastalığına yakalanmaya ve erken ölmeye yatkın hale getirir.

Panik bozukluğunun prognozu nedir ?

Genellikle, psikoterapi ve ilaç kombinasyonu panik bozukluğunun tedavisinde iyi sonuçlar verir.

İyileşme genellikle iki ila üç ayda fark edilir.

Böylece, panik bozukluğu için uygun tedavi, panik atakları önleyebilir veya en azından ciddiyetini ve sıklığını azaltabilir ve hastalıklı kişilerin % 70-90’ına önemli bir rahatlama getirir.

Değerlendirilen ancak bu durum için tedavi edilmeyenlerin % 18’inden fazlası, iki yıldan az sürede nüksetme eğilimi gösterir.

Panik atakları önlemek mümkün müdür ?

Panik atakları uyarabilen alkol veya kafein, diyet hapları veya kokain gibi uyarıcıları kullanmaktan kaçınmak etkili  önlemlerdir.

En önemlisi ise panik atak geliştiğinde kendi kendini rahatlatmaya çalışmak ve bu durumun hiçbir hayati tehlikeye yol açmayacağını kendine telkin etmektir.

Tekrarlayan ataklar olursa mutlaka bir psikolog veya psikiyatr’a muayene olunmalıdır.

 

Bunları da Merak Edebilirsiniz;

“Obsesif Kompülsif Bozukluk Nedir ?”

“Anoreksiya Nedir ?”

“CA 125 Testi Ne İçin İstenir ?”

“Pankreas Kanseri Nedir ?”

“Kistik Fibrozis ve Ter Testi Nedir ?”

“Karaciğer Yağlanması Neden Olur ?”

“Meme Kanseri Belirtileri Nelerdir ?”

“Akciğer Kanserinde Yaşam Süresi Ne kadardır ?”

“Evde Uyuşturucu Testi Nasıl Yapılır ?”

“Sürekli Yorgunluk Neden Olur ?”

“ALT testi Ne İşe Yarar ?”

“Hacamatın Faydaları ve Zararları Nelerdir ?”

 

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.