Saplantı ya da zorlantı bozukluğu olarak tabir edebileceğimiz obsesif kompulsif bozukluk hastalığı, beyindeki sinir iletimini sağlayan serotonin maddesinin salgılanmasındaki dengesizliklere bağlı olarak meydana gelmektedir. Sürekli bir telaş ya da tam tersi bir duruma saplantı durumu olarak gösterebileceğimiz Obsesif Kompulsif Bozukluk hastalığını yaşayan kişilerde sevdiklerinin başına kötü bir şey gelmesi korkusu, onlara kendisinin zarar vermesi düşüncesi, sürekli evde bir şeyleri açık unutma korkusu ya da aykırı davranışlarda bulunma isteği gibi belirtiler görülür.

Hayatın akışını ve bireyin ruhsal bütünlüğünü olumsuz yönde etkileyen obsesif kompulsif bozukluklar arasında en yaygın olarak görüleni kirlenme ve hastalık bulaşacağı korkusudur. Bu tip kişiler, otobüse bindiklerinde ya da sokakta yürürken birisi dokunduğunda kirlendiklerini düşünürler. Hemen eve koşarak ellerini ve eşyalarını defalarca yıkarlar. Kimi zaman bununla da yetinmeyip, her şeylerini çamaşır suyuna batırarak temizleme ihtiyacı duyabilirler. Temizlik sağlık anlamına gelse de, bu tip fazlalık durumları, obsesif kompulsif bozukluk anlamına gelir.

Temizlik rahatsızlığının yanı sıra diğer bir rahatsızlık da kuşkularla ilgilidir. Evden çıkarken ütüyü fişte unuttuğunu, kapıyı kitlemediğini düşünmek çok sık görülen rahatsızlıklardır. Bu gibi düşünceler süreklilik arz ettiğinde problem yaratır ve kişiyi takıntılı biri hale getirir.

Toplumda en sık görülen obsesif kompulsif bozukluluk türlerinden biri de simetri hastalığıdır. Duvardaki tabloyu görüp sürekli onu düzeltme ihtiyacı duyma, bu rahatsızlıkta sıklıkla görülür. Günlük yaşamı olumsuz olarak etkileyen simetri hastalığı, takıntı haline geldiğinde, evi toplayan kişinin sürekli bir şeyleri düzeltme isteği nedeniyle evden çıkmasını uzun süre erteleyebilir.

Sürekli yeni çıkan bir şeyleri alma, teknolojik ürünleri almadan duramama da obsesif kompulsif olarak gösterilmektedir. Özellikle kişinin bütçesini olumsuz etkileyen bu rahatsızlıkta kişi, yeni bir şeyler almayı takıntı haline getirir. Hatta ihtiyacı olmasa da sürekli teknolojik ürünler alarak, onları kullanmasa bile evinde bulundurur. Tüm bu rahatsızlıklar, kişinin zihinsel ve ruhsal durumunu olumsuz etkilerken, günlük hayatlarının akışını da engellemektedir.