Nefrotik sendrom, yalnız böbrekteki bozukluklarla karakterize edilen bir böbrek hastalığı olmaktadır. Çocukluk çağında görülen kronik bir hastalıktır. Bu hastalık ortalama 2-3 yaşlarında başlamaktadır. Nefrotik sendromun içerisinde sekonder nefrotik sendrom olarak gruplandırılan durum ise çocuklarda pek sık görülmemektedir.

Nefrotik sendrom, coğrafi bölge ve alanlara farklılık arz etmektedir. Erkek çocuklarda kız çocuklara göre iki kat daha fazla rastlanmaktadır.

Nefrotik sendromun ortaya çıkış belirtileri; yaygın ödem, idrarda yüksek miktarda kan bulunması, kanda kolesterol, fosfolipit ve trigliserit düzeylerinin artması ve kanda albümin düzeyinin azalması olmaktadır. İlk ortaya çıkan belirti idrarda protein çıkması durumu olmaktadır. Nefrotik sendromlu bir hastanın böbreğinin elektron mikroskobu ile incelenmesi durumunda bu durumun nedeni bulunabilmektedir. Nefrotik sendrom tedavisinin başarılı bir şekilde sonuçlanabilmesi için klinik verilerden başka böbrek yapısı da önemli olmaktadır.

Nefrotik sendroma yol açan böbrek hastalıkları, dört ana grupta incelenmektedir:

. Glomerülonefritler,

. Glomerülleri tutan genel hastalıklar,

. Böbreklerdeki basınç artması,

. Birincil nefrozlar.

Ayrıca enfeksiyon hastalıklarından sıtma, hepatit B ve frengi de nefrotik sendrom oluşturabilmektedirler.

Nefrotik sendrom ciddi takip gereken bir hastalık olmaktadır. Tedavisi sabır ve zaman gerekmektedir. Nefrotik sendromun tedavisi; şikayetlerin azaltılması ve giderilmesine yönelik bir tedavi şeklinde olmaktadır. Tedavinin sonuç getirmeye başlandığı; nefrotik sendromun en önemli belirtisi olan idrarda yüksek miktarda kan bulunmasının ortadan kalkması ile fark edebilmektedir. Nefrotik sendrom tedavisinde beslenme süreci de çok önemli bir rol oynamaktadır. Bu süre içerisinde hastalar, tuzlu gıdalardan uzak durmalıdır. Hastalar; yemeklerinde özellikle hastalıklarına iyi gelebilecek limon, sarımsak ve kekik kullanmaya özen göstermelidirler. Ayrıca hastalığın protein kaybı gibi önemli bir nedeni olduğundan, bu protein kaybı hayvansal gıdalarla giderilmeye çalışılmalıdır. Kalsiyum alımı desteklenmeli, vitamin ve mineral alımına ise dikkat edilmelidir.