Kolitler ( Ülseratif Kolit, Chron )

  • DAHİLİYE
  • Kolitler ( Ülseratif Kolit, Chron ) için yorumlar kapalı
  • 1.663 kez görüntülendi

Kolitler ( Ülseratif Kolit, Chron )

Crohn’s Hastalığı Ve Ülserli Kolitleri

Kolorektal Kanseri Anlama
Kanser hakkında endişelenmek için hepimizin nedeni vardır. Kalıtım, sigara kullanmak; asbeste, böcek ilacı ve diğer toksinlere maruz kalmak veya temas halinde olmak, kanserle bağlantılı olan birçok etkenden sadece birkaçıdır. Fakat biz veya sevdiğimiz biri ülserli kolit veya Crohn hastalığına yakalanırsa ne olur? Bu, kanser endişemizi artıracak yeni bir neden olabilir mi?
Bu karmaşık ve güncel konuya biraz ışık tutmak için, yangılı bağırsak hastalığı (IBD) olan hastaların kanserle ilgili endişelerine ilişkin soruları listeledik. Her soru için dürüst, dengeli ve güncel cevapları sağlamaya çalıştık.

IBD Olmam Nedeniyle Kanser Konusunda Endişelenmeli miyim?
Evet. Bazı çalışmalar, IBD olan hastaların bağırsak kanserine yakalanma riskinin genel nüfusa oranla beş kat daha fazla olduğunu gösteriyor.

Kansere Yakalanma Olasılığımın Daha Fazla Olduğu Anlamına Gelmiyor mu?
Hayır, aksine sizin kansere yakalanmamanızın daha olası olduğu anlamına geliyor. %90’dan fazla IBD hastasında asla kanser gelişmez.

Hem Ülserli Kolit Hem de Crohn Hastalığı İçin Kanser Riskinin Artışı Söz Konusu mudur?
Yakın zamana kadar, riskin çoğunlukla ülserli kolitler için söz konusu olduğu düşünülüyordu. Fakat son çalışmalar, Crohn hastaları için de artan bir riskin geçerli olduğuna işaret etmiştir. Aynı zamanda, eğer ailenizden birinde kolon kanseri varsa, bu  sizin de risk altında olduğunuz anlamına gelir.

Hangi IBD Hastaları Kanser İçin Endişelenmelidir?
Ülserli kolitler için, artmış kanser riskiyle ilişkili iki tane faktör vardır. Bunlar; hastalığın süresi ve kolit tarafından etkilenmiş kolonun uzunluğudur. Hastalığın başlangıcından 8-10 seneye kadar süre içerisinde kolon kanseri riski artmaya başlamaz. Bütün kolon etkilenmişse risk büyüktür. İltihaplanma varsa kalınbağırsak ucu en az riske sahiptir ve sadece kolonun bir  bölümünde kolit varsa risk orta düzeylidir. Crohn hastalığının faktörleri de benzer şekilde belirir ama en uygun şekilde incelenmemiştir.

Gerçek Risk Nedir?

İstatistikler çeşitlendikçe, genelde, 10 yıldan uzun süredir ülserli koliti olan hastalar arasında kolon kanseri olma riskinin her yıl ortalama yüzde 0.5 oranında arttığına inanılır. Crohn hastalığı için de istatistikler benzer şekilde ortaya çıkar.

Eğer Benim Hastalığım İyi Huyluysa Ve Ben Çok Nadir Olarak Semptomlara Sahipsem,  O Zaman Ben Kanser İçin Az Riskli miyim?
Ne yazık ki hayır. Kanser riski, aktif ve pasif IBD’ye sahip olan hastalarda oluşmak için ortaya çıkar. Sorunun ortaya çıktığı andan itibaren, kolit bulaşmanın boyutu ve zamanın uzunluğu önemli faktörlerdir, iltihabın büyüklüğü önemli değildir.

IBD İle Mücadele Etmek İçin Kullanılan Ve Artan Kanser Riskine Katkıda Bulunabilecek Herhangi Bir İlaç Var mı?
Hayır. Sulfasalazine, kortikosteroidler, antibiyotikler, immunsupresifler, ishal önleyiciler ve antipasmodik ilaçları yıllardır çeşitli hastalıklar için kullanılmışlardır ve kanser gelişimi ile ilgili inandırıcı ilişki bulunamamıştır. Gerçekte, bazı uzmanlar bu ilaçları kullanmanın kanserin gelişme riskini azalttığına inanırlar.

Endişe Etmekten Başka Ne Yapabilirim?
Gastroenterologunuzla endişelerinizi paylaşın. Ayrıca size kişisel yardım grupları ve diğer eğitimsel programları ve yayınları önerebilecek yerlere danışın. Unutmayın, sizin kanser olmamanız, olmanızdan çok daha ihtimallidir.

Kanser kontrolü için ne tür testler yaptırabilirim?
Tamamen iyi ve sağlıklı hissetseniz bile, yılda bir kez genel bir check-up için gastroenterologunuza görünmeniz yararlı olabilir. Belirtilerdeki herhangi bir değişiklik, sizi gastroenterologunuza en azından telefon açmaya teşvik etmelidir. Kolon kanserinin erken işaretleri olarak bilinen ishal veya rektal kanama gibi belirtilerin, İBD’li kişilerde anlaşılması oldukça zordur. Bu belirtiler, aynı zamanda IBD’nin şiddetlenmesine neden olur. Yıllık testleriniz için doktora gittiğinizde, gastroenterologunuz sizden hastalığın tarihsel aralığını ister. Fiziksel testler ve muhtemelen kan testi yapar. Eğer 8-10 seneden daha uzun süredir kolitiniz varsa, doktorunuz ayrıca  biyopsilerle kolonoskopi önerecektir.

Gastroenterolojist kolonoskopide ne arar?
Kolonun kolonoskopideki görünüşü, tam olarak sizin ne kadar kolitinizin olduğunu, ne kadar iltihaplı olduğunu ve herhangi bir şiş, polip veya daralmış bir alan olup olmadığını görüp karar vermeye yardımcı olabilir. Çoklu biyopsiler muhtemelen kolonun her yerinden ve olağandışı görünen herhangi bir şeyden elde edilir.

Biyopsiler ille de kanser anlamına mı gelir?
Hayır. Biyopsi, kolonun astarından küçük bir parça örnek almayı kapsar, sonra bu parça patolog tarafından mikroskop altında analiz edilir. Biyopsi acısızdır ve kolonoskopi risklerini arttırmaz. Tam olarak ne kadar kolitiniz olduğunun, ne kadar aktif olduklarının ve kansere yol açacak gizli ve sinsi bir değişikliğin olup olmadığının belirlenmesine yardımcı olacaktır.

Polipler nedir? Her zaman tehlikeli midirler?
Polipler, genellikle kolon astarının düz yüzeyinde oluşan yumrulardır. Kolitte, bu yumrular sadece şişmiş veya iltihaplı doku olabilir, bu duruma “yalancı polip“ adı verilir. Yalancı polipli hastalar, olmayanlara göre kanser için daha büyük tehlike altında değillerdir. Buna rağmen, ara sıra, bu yumrular displazi veya kanser içerir.

Displazi nedir? Göründüğü gibi kötü bir şey mi?
Displazi, IBD hastalarının bağırsaklarından elde edilmiş dokuların mikroskobik analizinde uzmanlaşmış patologlar tarafından yaratılmış bir deyimdir. Displazi, ne normal ne de kanser olan fakat ikisinin arasında bir yerde bulunan hücrelerin numuneleridir. Patolog, displaziyi mikroskop altındaki görüntüsüne dayanarak alt sınıflara ayırır; ‘‘belirsiz”, “düşük derece” , “yüksek derece” gibi.

Eğer displazi varsa,

Kanser miyim?
Hayır öyle bir zorunluluk yok. Displazi, kanserle beraber bulunmalarını veya sonradan gelecek olan kanseri, önceden tahmin etme mükemmelliğinden uzaktır. Bu, faal tartışmanın ve araştırmanın bir konusudur. En büyük endişe “yüksek derece’’ displazi içindir. Birçok uzman yüksek derece displaziyi ön kanser olarak nitelerler ve ameliyat önerirler.

Düşük derece ve belirsiz displazi için, kanserin işaretleri veya habercileri olarak önemli olup olmadıkları konusundaki belirsizlik oldukça fazladır. Displaziyi ispatlamak bazen zor olabilir. Bu yüzden, doktorlar genellikle displazinin varlığını doğrulamak için bir uzman patologun görüşünü talep ederler. Displazi oldukları için ameliyat olmuş hastalar arasında kanser bulunanların sayısı gerçekte %50’nin altındadır. Hatırlanması gereken önemli şey, bizim daha fazla tetikte olmayı istememizi sağlamasına rağmen displazinin kansere eşit olmadığıdır.

Displazi veya kanser bulmada kolonoskopi kusursuz mudur ?
Ne yazık ki hayır. Çok yönlü biyopsilerle bile sadece kolon astarındaki küçük bir bölümü örnekleyebiliriz. Böylece, displazi veya kanserin çok ufak alanları gözden kaçırılmış olabilir. Fakat çoklu biyopsili kolonoskopi, erken ve iyileştirilebilir kanseri ortaya çıkarmada günümüzde sahip olduğumuzun en iyisidir.

Ne sıklıkla kolonoskopi yaptırmalıyım ?
Çoğu gastroenterolojist her bir veya iki senede bir tetkik yaptırılmasını önerirler, tabii ki bu ne kadar uzun süre kolit sahibi olduğunuza ve kolit tarafından etkilenmiş kolonun miktarına dayanır.

Ameliyat olma belirtileri nelerdir ? 
Buna belirli bir biçimde cevap vermek imkansızdır. Çünkü bu büyük karar kişiye ait olma mecburiyetindedir. Buna rağmen, geniş söylemlerle, ameliyat olma belirtileri; bağırsaklarda tıbbi terapiyle çözülmeyen bir tıkanma, tüm mevcut tıbbi terapilere cevap vermeyen oldukça aktif kolit veya ilaç tedavisinin yarattığı kabul edilemez yan etkiler, biyopside kanser bulunması veya displazinin tespit edilmesidir.

Kanser kontrolü için başka yollar var mı?
Kolonoskopik teknikleri, biyopsilerin mikroskobik analizlerini ve kanser riski altında veya kanserin erken safhalarında olan hastaları bulmak için noninvasine işaretçileri (kan testi) geliştirmeye yönelik çok fazla sayıda araştırma yapılmıştır. Şimdiye kadar yapılan bu araştırmaların hiçbirisi yeteri kadar güvenilir veya tam doğru değildir. Fakat beklemeye devam edin. İyi haberler kötü haberlerden daha fazla ve verebileceğimiz en iyi öğüt gastroenterologunuzla iletişim içinde olmanız, bu broşürün gelecek sayılarını takip etmeniz ve iyimser olmanızdır.

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.