Kinoa Nedir?

Botanik olarak tahıl yerine bir tohum olarak kabul edilir. Kinoa olarak bildiğiniz minik granüller, meyve yerine tohum üreten geniş yapraklı bir bitki olan Chenopodium quinoa bitkisinin tohumlarıdır. Son on yılda giderek daha popüler olmasına rağmen, Güney Amerika’da binlerce yıldır yetiştirilmektedir. Otlarda yetişen buğday ve arpa gibi gerçek tanelerden farklı olarak, yenilebilir tohumlar yetiştirir.

 

İnkalar tarafından “ana tahıl” olarak bilinir ve eski dini törenlerde ve ev mutfaklarında yerini almıştır. Yeryüzünü bırakıp uzaya sıçramıştır ve NASA’nın uzun süreli uzay görevleri için sağlıklı, kolayca yetiştirilebilen bir ürün olarak kullandığı etkileyici bir besin öğesidir.

Paleo diyetinin ve glutenin ortadan kaldırılmasını teşvik eden diğer yaşam tarzlarının ortaya çıkmasıyla birlikte, kinoa gibi kompleks, glutensiz karbonhidratlar enerji için bir zorunluluktur. Bununla birlikte, gerçek güzelliği, protein içeriğinde ve diğer son derece faydalı besin öğelerine sahip olmasında yatmaktadır.

Kinoa ve Besin İçeriği

Beslenme profili çok etkileyicidir, fakat en iyi şeylerden bazıları besin etiketinde açıkça görülmeyecektir. Örneğin, aslında tam bir protein kaynağı olan nadir bir bitkisel besindir. Yediğiniz her yiyecek tam bir protein olmamasına rağmen, bir bitki besininin vücudumuzun kendi başına üretmediği 10 temel asit de dahil olmak üzere tüm 20 amino asidin tam bir profiline sahip olması muhteşem değil mi?

 

Tabii ki, çimle beslenen sığırın protein içeriğini tam olarak karşılamıyor, ama 8 gram protein içeriği şaşırtıcı bir başarıdır, özellikle vejetaryen ve vegan diyetini takip eden insanlar için! Ortalama kiloda bir yetişkin kadın için, bir fincanlık porsiyonu, günlük protein gereksinimin % 17’sinden fazlasını karşılamaktadır.

 

Esansiyel amino asitlerden, en iyi şekilde belgelendirilmiş olan 442 miligram l-lysine sahiptir. Bu, her gün ihtiyaç duyduğunuz miktarın beşte birinden daha fazladır ve yeterli l-lysine almak, kanserin önlenmesini sağlamak gibi çok önemli sağlık yararlarına sahiptir. Bir fincan pişmiş kinoa aşağıdaki besin içeriğine sahiptir:

 

222 kalori

4 gram yağ

13 miligram sodyum

39 gram karbonhidrat

5 gram lif

8 gram protein

1.2 miligram manganez (Günlük ihtiyacın % 58’i)

118 miligram magnezyum (Günlük ihtiyacın % 30’u)

281 miligram fosfor (Günlük ihtiyacın % 28’i)

77.7 mikrogram folat (Günlük ihtiyacın % 19’u)

0.4 miligram bakır (Günlük ihtiyacın % 18’i)

2,8 miligram demir (Günlük ihtiyacın % 15’i)

0.2 miligram tiamin (Günlük ihtiyacın % 13’ü)

2 miligram çinko (Günlük ihtiyacın % 13’ü)

0.2 miligram riboflavin (Günlük ihtiyacın % 12’si)

0.2 miligram B-6 Vitamini (Günlük ihtiyacın % 11’i)

318 miligram potasyum (Günlük ihtiyacın % 9’u)

5,2 mikrogram selenyum (Günlük ihtiyacın % 7’si)

1.2 miligram E vitamini (Günlük ihtiyacın % 6’sı)

 

Kilo Vermeye Yardım Eder

Kinoa, yüksek çözünmez lif ve protein içeriği nedeniyle, doygunluk hissini artırabilir. Gherkin, peptid YY ve insülin gibi iştahta rol oynayan hormonların aktivitesini etkileyebileceğine de inanılmaktadır. Tüketiminin zamanla insan vücuduna etkisini gözlemleyen bir araştırmaya göre, kinoa yemenin kilo kaybı ile ilişkili olduğunu ve kandaki kolesterol düzeylerinde bir iyileşme sağladığını görürsünüz. Düzenli olarak tüketmek, obeziteyi önlemek için tek yol olabilir.

 

2014 yılında yapılan bir çalışmada, Paris’teki araştırmacılar, daha yüksek enerji harcanmasına yol açtığını keşfettiler. Kilo vermenize yardımcı olmasının bir başka nedeni, her gün ihtiyaç duyduğunuz manganezin yarısından fazlasını içermesidir. Manganez hormonları ve sindirim enzimlerini etkileyerek vücudunuzun sindirimini kolaylaştırır ve yediğiniz besinleri verimli bir şekilde tüketir.

Kanserle Savaşmaya Yardım Edebilir

Kinoa çok büyük bir antioksidan kaynağı olduğundan, kanser karşıtı özelliklere sahip olması büyük bir sürpriz değildir. Bununla birlikte, araştırmanın kapsamı sizi şok edebilir; bağımsız bir gıda olarak tohumlarda bulunan üç spesifik besin içeriği, kanseri önleme veya tedavi etme konusundaki en devrimsel araştırmalarda sahneye çıkmıştır.

 

Bu besinlerin ilki ve aynı zamanda en tartışmalısı Saponin; doğal olarak çeşitli bitki türlerinde ortaya çıkar ve ılımlı bir “temizleyici” kalitesine sahiptir. Aslında Saponin bazı gıdalarda bağırsakların astarını olumsuz yönde etkileyebilir ve sızdıran bağırsak sendromuna katkıda bulunabilir, ayrıca bazı sağlıklı kırmızı kan hücrelerini yok edebilir.

 

Ancak bununla birlikte, kanser hücreleri üzerinde test edildiğinde inanılmaz sonuçlar verdi. Saponin laboratuvarda glioblastoma (agresif beyin kanseri), lösemi ve lenfoma hücrelerinde hücre ölümüne neden oldu. Geçirgenlikleri (çeşitli organ astarları ile seyahat etme kabiliyetleri anlamındadır) aslında kansere karşı potansiyel güçlerinde bir faktördür.

 

Kanser araştırmalarındaki ikinci süper besin içeriği Lunasin olarak bilinir. 1996’dan bu yana bilimsel incelemenin konusu olan Lunasin, kanser hücrelerine bağlanma ve parçalanma kabiliyeti gibi bir dizi potansiyel sağlık yararına sahip bir peptittir. Lunasin çok özeldir, çünkü hem laboratuvar hem de hayvan testlerinde, sağlıklı hücreleri el değmeden bırakırken sadece kanser hücrelerini öldürür.

Son olarak, diğerlerinin yanı sıra akciğer kanserinin yayılmasını durdurmada önemli bir başarıya sahip olan, Kuersetin olarak bilinen bir antioksidan içerir. Kuersetin, çok sayıda hastalıkla ilgili serbest radikal hasarla savaşarak çalışır. Herhangi bir gıdada bulunan en yüksek Kuersetin seviyelerinden birini içeren antienflamatuvar bir besindir.

 

Kalp Sağlığını Destekler

Kalp hastalığı şu anda dünya çapında önde gelen ölüm nedenidir, ancak genellikle düzeltilmesi basit olan diyet ve yaşam tarzı sorunları ile ilgilidir.

 

Kinoa, bardak başına yaklaşık 4 gram yağ içerir ve trans yağ içermez. İçerisinde bulunan yağın yaklaşık yüzde 25’i oleik asittir (sağlıklı bir tekli doymamış yağ) ve % 8’i bitkilerde bulunan omega-3 tipi alfa-linolenik asittir. Alfa-linolenik asitin (ALA) kalp krizinden ölüm riskini azalttığı gösterilmiştir. ALA bakımından yüksek bir diyet, ayrıca kolesterol ve kan basıncını düşürmeye yardımcı olabilir. İçerisinde bulunan diğer üç besin de kalp sağlığını destekler: Bütirat, potasyum ve magnezyum.

 

Bütirat, belirli yiyeceklerden ve takviyelerden elde edebileceğiniz bir yağ asididir. Aterosklerozun yayılmasını yavaşlatabilir ya da durdurabilir. Bir porsiyonu, her gün ihtiyaç duyduğunuz potasyumun neredeyse onda birini sağlar. Sodyum bakımından yüksek yiyecekler tüketirken, yeterince potasyum tüketmemek kalp hastalığı riskini artırır. Potasyum inme riskini de azaltır ve doğal olarak tansiyonu düşürür. Kinoa gibi büyük bir magnezyum konsantrasyonuna sahip yiyecekler yemek, felç ve kalp krizi riskini azaltır.

Kemik Sağlığını Olumlu Etkiler

Sağlıklı kemikler oluşturmak için işlenmiş süt tüketmek yerine, daha fazla kinoa yemeyi deneyebilirsiniz. Yüksek manganez, magnezyum ve fosfor içeriği nedeniyle, kemik yapıcı bir işleve sahiptir ve hatta osteoporozun önlenmesine yardımcı olabilir.

 

Diyabet Riskini Azaltır

Manganez açısından zengin besinler tüketmek, sağlıklı kan şekerini korumak ve diyabet riskinizi azaltmak için bir anahtar olabilir. 2013 yılında yapılan bir hayvan çalışmasında, hayvan yemi içine manganez eklenmesi insülin direncine karşı savaşmaya yardımcı olmuştur.

 

Bunun nedeni manganezin; glikojenez sürecinde, amino asitlerin şekere dönüştürülmesini ve kan dolaşımındaki şeker miktarının dengelenmesini içeren işlemin bir parçası olabilir. Bütirat bakımından zengin gıdaların tüketimini artırmak, aynı zamanda, insülin direncine bağlı iltihaplanmayı önler.  Magnezyum alımı daha düşük tip 2 diyabet riski ile ilişkilidir. Genel olarak, kinoa tüketiminin glikoz toleransını geliştirdiği ve diyabet ve ilgili durumları önlemenin veya yönetmenin bir parçası olabileceği kanıtlanmıştır.