Kan dolaşımını iyileştirmekten iltihaplanmayı azaltmaya, akne oluşumunu engellemekten diş eti sağlığını artırmaya kadar geniş bir yelpazede ve inanılmaz derecede etkileyici sağlık yararları vardır. En çok bilinen kullanımlarından biri, diş problemleriyle ilişkili ağrının azaltılmasındaki rolüdür. Ayrıca diş macunu üreticileri bile, diş ağrısını ve hassasiyetini azalttığını kabul ediyor.

Kanıtlanmış bir antienflamatuvar ve ağrı kesici olmanın yanı sıra, sayısız hastalığı uzak tutmak için kullanabileceğiniz geniş spektrumlu bir antimikrobiyal üründür, bu yüzden bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için akıllıca bir seçim olabilir. Ev yapımı temizlik ürünlerine de ekleyebilirsiniz.

Kökeni Neresidir?

Endonezya ve Madagaskar yerlileri tarafından yetiştirilmiştir. Tıbbi ismi, Eugenia caryophyllata’dır. Tropikal ve yaprak dökmeyen karanfil ağacının, açılmamış pembe çiçek tomurcukları olarak düşünebilirsiniz. Yaz sonunda ve kış döneminde tek tek toplanan tomurcuklar, kahverengiye dönüşene kadar kurutulur. Tomurcuklar daha sonra tamamen ayrıştırılır, bir baharat haline getirilir ve karanfil yağı üretmek için buharla damıtılır.

Zanzibar adası (Tanzanya) dünyanın en büyük karanfil üreticisidir. Diğer üreticiler arasında Endonezya ve Madagaskar var. Diğer baharatların çoğundan farklı olarak, karanfil tüm yıl boyunca yetiştirilebilir. Belirgin sağlık avantajı sağladığı ve kolay bir şekilde kullanılabildiği için farklı farklı birçok kültür tarafından sıklıkla tercih edilmektedir.

Karanfil, ortalama 1 cm uzunluğundadır. Genellikle % 14 ila % 20 oranlarında esansiyel yağlardan oluşur. Yağın ana kimyasal bileşeni, güçlü kokusunun da sebebi olan eugenol’dur. Ortak tıbbi kullanımlarına (özellikle ağız sağlığı için) ek olarak, eugenol aynı zamanda ağız gargaralarına ve parfümlere de dahil edilir.

Faydaları Nelerdir?

Sağlık faydaları çok geniştir ve karaciğer, cilt ve ağız sağlığını desteklemek için sıklıkla kullanılır.

Cilt Sağlığını Teşvik Eder ve Akne Oluşumunu Engeller

Bilimsel araştırmalar, karanfil yağının, Staphylococcus aureus veya S. aureus adlı bir bakterinin hem planktonik hücrelerini hem de biyofilmlerini etkin bir şekilde öldürme yeteneğini ortaya koymaktadır. Peki, bunun cilt sağlığı ve daha özel olarak akne ile ne ilgisi var? S. aureus, akne patogenezi ile bilimsel olarak bağlantılı olan birkaç bakteri türünden biridir. Akne oluşumunu engellemek için doğal bir çare olarak, 3 damla karanfil yağı alın ve 2 tatlı kaşığı çiğ bal ile karıştırın. Göz çevresi hariç cildinize uygulayın ve yüzünüzü her zamanki gibi yıkayın.

Başta Candida Olmak Üzere Mantarla Savaşır

En güçlü karanfil yağı kullanımlarından biridir. Candida ile savaşıyor. Journal of Oral Microbiology & İmmunology Dergisi’nde yayınlanan bir çalışmada, diğer antifungal tedavilere kıyasla, nasıl etki ettiğini görmek için bir çalışma yapılmış ve ağızda (pamukçuk) maya enfeksiyonlarını yönetmek için genel olarak reçete edilen bir ilaç olan nystatin kadar etkili olduğunu gözlemlemiştir.

Ayrıca, bağırsak parazitlerini öldürme özelliğine sahiptir ve kısa süreli bir parazit temizliği için etkili bir tedavi olarak kullanılabilir. Candida veya parazit temizliği yapmak için, iki hafta boyunca oral olarak karanfil yağı alabilirsiniz, ancak bunu yaparken bir doktor veya beslenme uzmanının gözetimi altında olmanızı tavsiye ederiz. Ayrıca, bol bol probiyotik açısından zengin gıdalar tüketin veya probiyotik takviyesi alın. İşlenmiş şekerden uzak durduğunuzdan emin olun.

Diş Ağrısını Etkili Şekilde Azaltır

Diş hekimleri için bir tedavi yöntemi olarak ilk kez 1640 yılında Fransız Fizik Uygulaması’nda belgelendi, ancak Çin’in bu homeopatik ilaçları 2000 yıldan fazla süredir kullandığı bilinmektedir.

Günümüzde karanfil, alveolar osteitis için güvenilir bir çözüm olarak ve çeşitli diş hastalıklarıyla ilişkili ağrı ve rahatsızlıkların giderilmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Diş Hekimliği Dergisi 2006 yılında, karanfil yağının iğne yapılmadan önce yaygın olarak kullanılan topikal bir madde olan benzokain ile aynı uyuşturma etkisine sahip olduğunu kanıtlayan bir çalışma yayınladı.

Ek olarak, araştırmalar daha da geniş kapsamlı etkilere sahip olduğunu göstermiştir. Hindistan Halk Sağlığı Diş Hekimliği Bölümü, geçtiğimiz günlerde diş çürümesini yavaşlatmayı veya diş erozyonunu önleme etkileri araştırdı. Tek başına karanfil yağının, dekalsifikasyonu önemli ölçüde azaltarak, dişleri remineralize ettiği gözlenmiştir.

Yüksek Antioksidan İçeriğe Sahiptir

Karanfil gramı başına, 9,621 ORAC değerine sahiptir ve bu yaban mersininden 30 kat daha fazla antioksidan içerdiği anlamına gelir. Özetle, antioksidanlar, hücre ölümü ve kanser de dahil olmak üzere serbest radikallerin neden olduğu hasarı tersine çeviren moleküllerdir. Araştırmalar, antioksidanların yaşlanmayı ve dejenerasyonu yavaşlattığını ve vücudu kötü bakteri ve virüslere karşı koruduğunu göstermiştir. Yüksek antioksidan içeriği ve öjenol seviyeleri nedeniyle karanfil ayrıca “koruyucu” olarak bilinir.

Sindirimi Düzenler ve Midede Ülser Oluşumunu Önler

Hazımsızlık, kabızlık, gaz ve şişkinlik dahil olmak üzere sindirim sistemi ile ilgili yaygın şikayetler için kullanılır. Araştırmalar ayrıca karanfil yağının, sindirim sisteminde ülser oluşumunu önlemeye yardımcı olabileceğini göstermektedir. 2011’de yayınlanan ve çeşitli hayvan modellerini kullanan bir çalışma, karanfil yağının hem gastro-koruyucu hem de anti-ülser özelliklerine sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Mide mukus üretimini önemli ölçüde artırır. Böylece sindirim organlarının çeperini korur ve gastrit ve ülser oluşumuna katkıda bulunan erozyonu önler.

Güçlü Antibakteriyel Aktiviteye Sahiptir

Karanfil yağının, gram negatif ve gram pozitif bakterileri ve ayrıca mayayı inhibe ettiği gösterilmiştir. Bu sonuç, özellikle gram negatif bakterilerin çoğu zaman antibiyotiklere ve diğer antibakteriyel müdahalelere dirençli olduğundan dolayı çok büyük bir yeniliktir.

Bir antibakteriyel ajan olarak etkinliğini değerlendirmek için, Buenos Aires Üniversitesi araştırmacıları hangi bakterilerin, karanfile daha duyarlı olduğunu belirlemek için yola çıktı. Çalışmalara göre karanfil, en büyük antimikrobiyal yeteneğe E. coli üzerinde sahiptir ve akneye neden olan Staph aureus ve Pseudomonas aeruginosa üzerinde önemli bir kontrol sağlamıştır.

Bağışıklık Sistemini Destekler

Güçlü antibakteriyel ve antiviral yetenekleri sayesinde karanfil yağı, bağışıklık sistemini soğuk algınlığı ve griple mücadele etmek, hatta önlemek için güçlendirmeye yardımcı olabilir. Bizi hasta eden suçluları öldürme kabiliyetine sahip olan yağ, özellikle soğuk algınlığı ve grip mevsiminde hastalıklardan korunmak için doğal bir çözüm olarak kullanılabilir.

Antienflamatuvardır ve Karaciğer Koruyucu Etkilere Sahiptir

Enflamatuvar durumları tedavi etmek için yüzyıllar boyunca kullanılmış olmasına rağmen, Journal of İmmunotoxicology, yakın zamanda nihayet, karanfil yağındaki eugenol maddesinin, güçlü bir antienflamatuvar olduğunu kanıtlayan ilk çalışmayı yayınladı.

Bu çalışma, düşük eugenol dozlarının karaciğerinizi hastalıklara karşı koruyabildiğini göstermektedir. Ayrıca inflamasyonu ve hücresel oksidasyonu (yaşlanma sürecini hızlandırma) tersine çevirdiği de gözlenmiştir. Araştırmacılar, büyük dozlar halinde kullanımının, içerde sindirim borusuna zarar verebileceğini ve dışarıdan kullanmanın hassas cildi tahriş edebileceğini belirtmiştir. Yani, tüm esansiyel yağlarda olduğu gibi, aşırıya kaçmamak önemlidir. Karanfil yağı ve tüm uçucu yağlar aşırı derecede konsantre olduğundan, kullanırken dikkatli olmakta her zaman fayda vardır.

Olası Yan Etkileri ve Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Eugenol içeriği nedeniyle, kan pıhtılaşmasını yavaşlattığı ve kan inceltici ilaçlarla etkileşime girdiği bilinmektedir ve bu nedenle bu tür ilaçlarla kombine edilmemelidir. (20)

Topikal kullanım için karanfil yağının Hindistan cevizi yağı gibi bir taşıyıcı ile seyreltilmesi tavsiye edilir. Cilt üzerinde seyreltilmemiş yağ kullanılması tahrişe neden olabilir. Oral olarak iki haftadan uzun süre kullanmayın ve günde iki kez bir probiyotik takviyesi ile birlikte kullanın.

Genellikle 2 yaşın altındaki çocuklarda kullanılması tavsiye edilmez. Hamileyseniz, kullanmadan önce doktorunuzla konuşun. Her zaman % 100 saf ve organik ürün kullandığınızdan emin olun.