HPV 16 virüsü tedavisi her geçen gün milyonlarca kadının yaşadığı bir geçek haline gelmiştir. HPV virüsü genel olarak cinsel yolla bulaşan bir hastalık olsa dahi, günümüz koşullarında hiç cinsel birliktelik yaşamayan bayanlarda da görülmeye başlamıştır. Bunun en büyük sebeplerinin başında günlük hayatımızda yaşadığımız ağır stresler, yaşam kalitemizin düşmesi, ekonomik problemlerle savaşmak zorunda kalınması gelmektedir. Bu virüs adını duyanları dahi oldukça korkutur hale gelmiştir. Hasta kendini oldukça kötü hissetmekte ve psikolojisi altüst olmaktadır. Bu yazımızda virüs hakkında merak edilen her şeyi açıklamak üzere bilgi paylaşımlarında bulunulacaktır.

HPV Tanısı Nasıl Konulur?

HPV 16 virüsü tedavisi için öncelikle hastalığın tanısının konulması gerekmektedir. Tanısı konulmadan acaba bu virüsü taşıyor muyum? Şeklinde yersiz düşüncelere kapılmanın hiçbir anlamı yoktur. Özellikle cinsel yolla bulaşan bu virüs genel olarak çoklu eşlilik yaşayanlarda görülmektedir. Hayatında birden çok kişi olmuş olan bayanlar bu virüsü taşıyıp taşımadıkları konusunda endişe duymakta internet gibi kaynaklar ve kulaktan dolma sözlerle bilgi sahibi olmaya çalışmaktadırlar. İnternet bu bağlamda kişileri aydınlatan doğru kaynaklar arasında olup, kulaktan dolma sözler kişilerin daha çok psikolojilerinin bozulmasına yol açmaktadır.

Hastalığın tanısının konulabilmesi için 30 yaş üzerinde ve cinsel hayata erken yaşlarda başlamış olan bayanlarda 6 ayda bir yapılması gereken smear testinin yapılması gerekmektedir. 30 yaş üstü hiç cinsel birliktelik yaşamamış olan kişilerde hastalığın görülme olasılığı daha az olmaktadır. Smear testleri maksimum 15 gün içerisinde sonuçları gelen patolojik bir araştırma yolu ile yapılmaktadır. Testin uygulama şekli, kadın vajinasından bir miktar akıntı örneğinin alınması şeklinde olmaktadır. Bu virüsün kesin tanısı ancak smear testi ile konulmaktadır.

HPV Tedavi Süreci

HPV 16 virüsü tedavisi için tanı konulmasının ardından tamamıyla hekimin tanı üzerindeki görüşlerine bağlıdır. Çoğu zaman tedavi edilmeden bir izleme alınan hastadan her ay smear alınmakta ve üç ayın sonunda hastalıkta ilerleme gözlenmesi halinde ilaç tedavisine başvurulmaktadır. Tanı konulmasının ardından izleme süreci içerisinde hastalığın gerileyerek yok olduğu da önemli bir gerçektir. Doktorunuzun talimatlarına uyarak tedavi süreci içerisinde nasıl davranmanız gerekiyor ise o şekilde hareket etmelisiniz. HPV nin birden çok türleri bulunmaktadır. HPV 16 ise bu türlerden sadece bir tanesidir. Hastalık git gide yayılan ve hızla ilerleyen bir durumda ise kanser araştırması yoluna gidilmektedir. Gerekli tetkiklerin yapılmasının ardından hastalıkta düzelme yok ve rahim ağzı kanseri bulguları gelişmiş ise tedavinin boyutu da bu noktada değişecektir.

HPV 16 virüsü tedavisi gören bir kadının partnerinin de tedavi görmesi gerekmektedir. Olası bir bulaşma neticesinde daha büyük sorunlara yol açılmaması adına eşlerin her ikisi de tedavinin bir parçası olmalıdır. HPV aşısı ile günümüzde bu hastalığa yakalanma riski büyük oranda düşürülmektedir. Hem erkek, hem de kadınların bu aşıyı olmalarında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Virüs vücuda girmiş ve varlığını devam ettirmekte ise aşının vurulması hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Aşı hastalığa yakalanmadan önce yapılması gerekmektedir.

Hastanın HPV 16 virüsü tedavisine cevap vermesi sağlam bir bağışıklık sistemine sahip olmasına bağlı olmakla birlikte günlük hayat kalitesini yüksek tutan, psikolojisini yüksek tutan kişilerin de kolaylıkla bu hastalığın tedavisine gerek kalmadan ortadan kalktığı görülmektedir. Çoğu zaman hamilelik öncesinde görülen virüs, hamilelik boyunca cinsel hayatın bir nebze sekteye uğraması sebebi ile de kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. Hamilelik döneminde smear testi yapılabilse de önerilmemektedir. Hamilelik öncesinde hastalığın tanısı konulmuş ve izlemeye alınmışsanız, yeni smear testi için hamileliğin bitip doğum yaptığınız zamanın beklenmesi olası bir erken doğum riskini ortadan kaldıracaktır. Hastalık konusunda bilinçli olmak, korkmamak, tanı ve tedavi için gerekli işlemlerin yapılmasına izin vermek, her şeyden önemlisi hekim kontrolünde olmanın hayat kurtardığının unutulmaması gerekmektedir.