Damarlar Ve Hastalıkları

  • DAHİLİYE
  • Damarlar Ve Hastalıkları için yorumlar kapalı
  • 1.548 kez görüntülendi

Damarlar Ve Hastalıkları

Damar Hastalıkları Nelerdir Nasıl Oluşurlar

Damar hastalıkları belirtileri,damar hastalıkları çeşitleri, kılcal damar hastalık belirtileri, damar hastalıkları nelerdir, damar hastalıkları isimleri, damar daralması belirtileri, periferik arter hastalığı belirtileri hakkında bilgi edinebileceğiniz kapsamlı yayınımız sizlerle.

 DAMARLAR

Damarlar, kanı taşıyan boru biçiminde es­nek, ince tüplerdir, üç kısma ayrılarlar : atarda­mar, toplardamar ve kılcal damarlar.

Atardamarlar : Atardamarlar kalpten aldıkla­rı temiz kanı organlara götüren damarlardır. Bu damarlar üç tabakadan oluşur. En üstte katılgan dokudan yapılmış dış gömlek vardır. Bunun al­tında da düz kas telleriyle, esnek katılgan tel­lerden oluşmuş kas kılıfı bulunur. En içte de er.dotei tabaka vardır. Bu üç tabaka sayesinde atardamarlar sağlam, esnek ve kasılıp, gevşeme özelliğine sahiptir. Atardamarlar organlara gi­derken pek çok kılcal damar koluna ayrılır.

Vücuttaki damarlar.

Kırmızılar atardamar, maviler toplardamardır.

Kılcal damarlar:

Kılcal damarlarda, atarda­marların ilk iki tabakası yoktur. Bunlar sadece endotelden oluşmuşlardır. Kan bu damarlardan geçerken yavaşlar.

Toplardamarlar: Kılcal damarlardan sonra gelen ve kirlenen kanı toplayarak kalbe götüren damarlara da toplardamar adı verilir. Toplarda­marların yapısı atar damarlarınkini andırır. Fakat kas tabakasında telimsi esnek iplikler yoktur.

Dolayısıyle toplardamarlar, atardamarlar gibi he­men kasılıp gevşeyemezler. Atardamarlara «ar­ter», toplardamarlara da «ven» denir. Damarla­rın çalışmasıyla ilgili geniş bilgi KAN DOLAŞIMI bölümünde verilmiştir.

Damar hastalıkları nelerdir :

Damarların da bazı ra­hatsızlıkları vardır. Damarlar daima esnek olma­lı ve görevlerini iyi yapmalıdır. Bazı hastalıklar damarların görevlerini tam yapmasını önler. Bu yüzden de vücut bazen büyük zararlar görebilir.

Arter hastalığı : Arterler yani atardamarlar devamlı olarak organlara ve bütün vücuda oksi­jen ve enerji sağlayan maddeleri götürürler. Bun­ların durumuyla insan sağlığı arasında büyük bir ilişki vardır. Fazla hareket etmeyen, şişmanla­yan, çok sigara içen, temiz havaya pek çıkmayan kırkını geçmiş kimselerde en fazla görülen ölüm nedeni arteroskeloroz yüzünden beynin veya kal­bin yeterince beslenememesidir. Atardamarla­rın içlerinde yağlı bir madde toplanır. Bu tabaka zamanla kalınlaşır ve sertleşir. Bu yüzden arter­ler esnekliğini kaybeder. Bu hastalığa damar sertrîği de denilir. Arter hastalığında belirtiler sertleşen atardamarların beslediği kısma göre değişir. Beyne giden atardamarlarda sertleşme olursa hastada unutkanlık, bunama gibi haller görülür. Eğer kalp atardamarları sertleşmişse o zaman da ortaya angina pectoris (anjin dö puat- rinj belirtileri çıkar. Rahatsızlanan atardamarla­rın kanaması anboli, tromboz ve apopleksi ya­par. Arter hastalıklarında atardamarları geniş­letecek ilaçlar verilir. Damar sertliği fazla iler­lemişse ilaçlar pek yararlı olamaz, ilerlememiş­se ilaçların faydası görülür. Arter hastalığı olan kimselerin sigara içmesi yasaklanır. Ayrıca şe­ker hastalığı gibi durumunu güçleştiren rahatsız­lıklar varsa ona göre tedavi uygulanır.

Bazı doktorlar, damar duvarlarında biriken maddelerin en önemlisinin kolestrol olduğunda fikir birliği etmekte. Hastalarına da kolestrolü az besinlerden oluşan rejimler vermektedirler. Yalnız damar sertliğinin vücudun hareketliliğiy­le yakından ilgisi olduğu da doğrudur. Devamlı egzersiz yapan, dengeli beslenme uygulayan, sigara içmeyen ve ideal kilolarını koruyan kim­selerde damar sertliğine pek rastlanmamaktadır.

Anboli (Embolie): Anboli, bir maddenin atardamarı tıkamasıdır. Damarı tıkayan bir kan pıhtısı, yağ damlacıkları, bakteri kitlesi, hava kabarcıkları da olabilir. Anboli çok tehlikeli bir rahatsızlıktır. Atardamarın belirli dokulara kan vermesini önler. Kan alamayan dokular ölür ve yumuşar. Dokunun böyle ölümüne infarktüs ve ölen dokuya da infarkt denilir. Dilimizde bu söz­ler enfarktüs ve enfarkt haline dönmüştür. Eğer damarı tıkayan ve enfarktüse neden olan madde aynı zamanda bakteriliyse o zaman enfarktüslü kısımda abseler de meydana gelir. Damarı tıka­yan maddede kanserli doku parçaları varsa bu kısımda hemen ur büyümeye başlar. Tıkanan atardamar kalp damarıysa durum daha da tehli­kelidir. Bu yüzden hasta ölebilir.

Anevrizma : Bir atar veya toplardamarın du­varındaki içi kan dolu şişliğe anevrizma denilir. Anevrizmalara damar duvarının zedelenmesi ve­ya doğuştan damar duvarının zayıf olması yol açar. Damar sertliği ve frengi gibi hastalıklar anevrizmaya neden olabilirler. Ayrıca yüksek tansiyonu olan kimselerdeki anevrizmalar kanın toplandığı yerde atardamarı patlatabilir. Anevriz­manın patlaması genellikle ölüme yol açar. Be­yinde anevrizmanın patlaması korkunç başağrısı, şuur kaybı yapar ve ölüme neden olabilir. Hafif bir anevrizma patlaması da yine beyinde tahri­bat yapabilir. Vücudun diğer kısımlarında da anevrizma patlaması çok tehlikelidir. Doktor, be­lirtilere göre durumu anında anlarsa anevrizma olan damarı ameliyat eder. Bu kısmı kesip çıka­rır. Böylece hastanın hayatı da sağlığı da kurtu­labilir.

Buerger hastalığı : Buerger atardamarlarla toplardamarlarda tıkayıcı iltihap yapan çok teh­likeli bir hastalıktır. Damarları tıkayan iltihapla­rın nedeni kesinlikle bilinmemekte, fakat vücu­du sarsan bazı hastalıkların bu duruma yol açtı­ğı sanılmaktadır. Bu arada nikotin damarları sı­kıştırdığı için Buerger hastalığının ilerlemesine neden olabilir. Yine ani soğuklar vücuda inen dar­beler, çarpmalar ve kazalar da Buerger hastalı­ğında rol oynar. Vücudun kalsiyum metabolizma­sının bozulması hastalık için bir neden oluştu­rabilir. Bu hastalıkta damarın iç duvarında bir bi­rikim olur ve pıhtı meydana gelir. Pıhtı zamanla damar duvarına sıkıca yapışır. Bu yüzden o da­mardan kolayca kan geçemez. Nihayet damar tamamıyla kapanır. Tıkanan damar etrafındaki si­nirlerle birleşerek adeta sert bir ip haline gelir. Zaman geçtikçe sağlam damarlar da etkilenme­ye başlar Ve hastalanır. Bu hastalık uzun süre belirtisiz olarak devam edebilir. Veya birden or­taya çıkar. Hasta bacaklarından birinde veya iki­sinde ani bir soğukluk duyar. Ayaklarda, topuk­ta, baldırlarda ağrılar başlar. Bir süre sonra ba­cağı hareket ettirmek ağrı yüzünden çok güçleşir.

Damarları tıkanan kısımda kesik, yara olursa bir türlü iyileşip kapanmaz. Hatta bu yaralar kang­ren de yapar. Buerger hastalığının belirtileri or­taya çıkar çıkmaz doktora giderek muayene ve tedavi olmalıdır. Doktor hastasına, damarları açan, kanı sulandıran ilaçlar verir. Gerekirse has­ta damar, ameliyatla çıkarılır.

Flebit: Flebit toplardamarların iltihabıdır. Yüzeysel toplardamarlarındaki kan pıhtılaşması­na bu ad verilir. Flebit en fazla bacaklarda olur. Bacaklardaki genişlemiş toplardamarlarda enfek­siyon veya yaralanma sonucu flebit olabilir. Dok­tor hastaya elastiki çorap giydirir veya elastiki bağlar taktırır. İlaç tedavisi de fayda verir.

Gut: Gut, daha çok erkeklerde görülür. Ka­dınlarda da menapozdan sonra olabilir. Bu has­talığa «nikris», «damla hastalığı» da denir. Has­talık ayak ve el parmaklarının şişmesiyle kendi­ni gösterir. Daha sonra diğer parmaklar, el bi­lekleri, dirsekler ve dizler şişer. Aynı zamanda şiddetli ağrı olur. Gut, genellikle soyaçekime bağlanırsa da beslenmeyle de yakından ilgisi vardır. Eskiden fazla havyar yiyen ve Porto şa­rabı içenlerde gut olduğu söylenirdi. Her çeşit ağır yemeği bol yiyen kimselerde gut görülebilir. Bünyesi bu hastalığa uygun insanların kanında ürik asit düzeyi yüksektir. Şiddetli gutta ayak parmağı birden kızarır, hassaslaşır ve şiddetli bir ağrı başlar. Ağrı birkaç gün devam eder. Has­tanın ateşi biraz yükselir ve iştahı kapanır. Böy­le birkaç sert krizden sonra hastalık kronik hal alır. Eklemlerin biçimleri bozulur ve hasta ek­lemlerin kıkırdaklarında ürat birikintileri olur. Doktor, hastalığın teşhisini koyar koymaz fenil- bütazon veya başka ilaçla tedavi eder. Eğer gut kronik hal almışsa o zaman ilaç ve tedavi şekli değişir. Bu arada hastanın belirli besinleri al­ması yasaklanır. Gut hastalığı olanlar böbrek, yürek, beyin, karaciğer, havyar, balık yumurtası ve konserve balıklarla lakerda gibi tuzlu balık­ları yememelidirler.

Mavi hastalık: Mavi hastalık denilen fallot tetralojisi doğuştan olan bir durumdur. Kalbin sağ ve sol karıncıklarını ayıran duvarda bir açık­lık ve akciğere giden atardamarda bir daralma vardır. Bu durumda vücuda kan pompalayan sol .kalbin direnci akciğerlere kan pompalayan sağ kalbe kıyasla daha azdır. Bu yüzden sağ kalpteki kanın bir kısmı akciğerlere geçip oksijen alamaz ve ara duvardan sol kalbe geçer. Yeni doğan be­bek dolaşım bozukluğu yüzünden morarır. El parmaklarının uçları şişer. Bebeğin en küçük ha­reket yüzünden soluk soluğa kaldığı görülür.

Tek çaresi ameliyattır. Günümüzde mavi çocuk­ları tedavi için yapılan kalp ameliyatları başarıy­la sonuçlanmaktadır.

Tromboz: Kan damarlarında bir pıhtının oluşmasına tromboz denir. Bu tür pıhtılara atar­damarlarda da toplardamarlarda da rastlanabilir. Böyle bir pıhtı bacakların derinlerindeki toplar­damarlarda olabileceği gibi akciğerde, kalp atar­damarlarında olabilir. Hekim durumu zamanında fark ederse hemen cerrahi müdahalede bulunur. Akciğerdeki pıhtı olsun, kalp atardamarlarında­ki pıhtı olsun ölüme yol açabilir.

Tromboflebit: Bir toplar damarda iltihap ol­ması sonucu damarda pıhtı meydana gelmesine tromboflebit denilir. Bu durum daha çok varisli bacaklarda görülür. İltihapla tıkanan damarın ol­duğu kısım şiddetle ağrır, kızarır. Çevredeki do­kular da iltihaplanır. Bazen, hastalık yürümeyi güçleştirecek kadar azap da verebilir. Genel ola­rak iltihap kendi kendine 1 -2 haftada geçer. Te­davide bacak sıkıca sarılır ve ağrı kesen ilaç­lar verilir.

Trombositopenik purpura: Kılcal damarla­rın deri içinde kanamalarına trombositopenik purpura adı verilir. Buna kanda bulunan çekir: deksiz ve renksiz, ufak, yuvarlak hücrelerin eksikliği neden olabilir. Bu hücreler, kanın nor­mal pıhtılaşması için gereklidir. Trombosit adın­daki bu hücrelerin eksikliğine şiddetli anemi, lö­semi, kalp yetersizliği, böbrek hastalığı, kemik iliğinde kanser, sıtma, çok ağır mikroplu hasta­lıklar ve bazı zehirlenmeler yol açabilir. Hastalık deride çürüklerle kendini belli eder. Burun, böb­rekler ve barsaklar şiddetle kanayabilir. Doktor hemen duruma müdahale ederek tedaviye başlar. Hastalığın nedeni biliniyorsa ona göre tedavi uy­gular. Aksi halde kortikosteroidleri verir. Bazen de ameliyat yapılarak dalak alınır. Bu yöntemle de hastalığın geçmesi sağlanabilir.

Varis : Varis, toplardamarların genişlemesi ve kasılarak kam yukarıya doğru pompalayama- maları sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu toplardamarlar bacaklarda belirgin hal .alır. Ba­caklar devamlı ağrır. Ayaklar şişer. Varis tedavi edilmezse flebit olabilir. Doktor hastaya elasti­ki çoraplar giydirir. Hastanın yaşı uygunsa ame­liyatla toplar damar çıkarılır. Bazı durumlarda da varisli damara belirli maddeler enjektörle veri­lir. Hafif vakalarda böyle ilaç verme yararlıdır. Ağır vakalarda varisli toplardamar küçük bir ke­sikten çekilerek çıkartılır. Ayrıca varisli damarı kesip bağlamak da mümkündür. Bu da ayrı tür bir ameliyattır.

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.