Aritmi (Kalpte Atım Bozukluğu)

  • KARDİYOLOJİ
  • Aritmi (Kalpte Atım Bozukluğu) için yorumlar kapalı
  • 1.131 kez görüntülendi

Aritmi (Kalpte Atım Bozukluğu)

Kalbin normal elektriksel aktivitesi sinüs nodu denen bölgenin elektriksel aktivitesi sonucu olmaktadır. Kalp atımlarını düzenleyen elektriksel uyarıların düzgün çalışmaması sonucunda kalbinizin çok hızlı, çok yavaş ya da düzensiz atmasına neden olur. Bu duruma aritmi denir.

Kalp kaslarının düzenli şekilde çalışmasını sağlayan etken, bir elektrik sinyalidir. Kalpte normal olarak bu elektrik akımını doğuran belli bir odak ve onu ileten belli yollar vardır. Belli bir rota izleyerek dağılan bu düzenli akım sayesinde kalp normalde dakikada 60-80 civarı düzenli kasılma yapar ve kan pompalar. Bu akımın doğuşunu veya iletilişini engelleyen her türlü etken ritim bozukluğuna neden olabilir. Bu etkenler kalbin kendisinden de kaynaklanabildiği gibi kalpte hiçbir sorun olmadığı halde dış faktörlerden de kaynaklanabilir.

Ritim bozukluğu kalbin normalden daha hızlı, daha yavaş veya düzensiz çalışması gibi şekillerde ortaya çıkabilir. Normal olarak kabul edilen dakikada 60-80 olan nabız değeri 100’ün çok daha üstüne çıkabilir ve/veya düzensizleşebilir.

Kalpte Ritim Bozukluğunun Belirtileri

 

  • Çarpıntı hissi
  • Göğüs kafeslerinin içinde bir şey atlıyor veya bir kuş kanat çırpıyormuş hissi,
  • Kalp atışlarında tekleme,
  • Kalbin duraklayıp tekrar çalışıyormuş hissi vermesi,
  • Nefes alamama,
  • Fenalık hissi,

Daha seyrek olarak Ritim bozukluğuna bağlı baş dönmesi, göz kararması, bayılma gibi durumlar ortaya çıkabilir. Ritim bozukluklarının tehlikeli bazı türleri, özellikle kalbin yapısal sorunlarıyla bir araya geldiğinde ani ölüm sebebi de olabilmektedir.

Nabız Atışı İçin Normal Kabul Edilen Değerler

Nabzın normal değeri istirahat halindeki bir insanda dakikada 60-80 iken, bazı insanlarda sürekli 50 gibi biraz aşağıda veya 90-100 gibi biraz yukarıda olması mutlaka bir hastalık veya sorun olduğu anlamına gelmemektedir. Bazı insanlar yapısal olarak böyledir ve eğer eşlik eden başka yakınmalar yoksa, bu değerler olağan değer olarak kabul edilir.

Ayrıca nabzın uykuda 40’lı değerlere inmesi gibi; heyecan ve stresle 100’lü değerlerin üzerine çıkması, hatta yorucu hareketlerle 150 civarı değerlere ulaşması da olağan olarak yorumlanır.

Düzensiz Vuruşlar (Ekstrasistol) Hastalık Belirtisi Midir?

Zaman zaman sağlıklı insanlarda da atriyum veya ventrikül gibi değişik kalp boşluklarından kaynaklanan düzensiz vuruşlar (ekstrasistol) olabilmektedir. Bu tip belirtirlerin hastalık boyutunda bir ritim bozukluğu olarak değerlendirilmemesi gerekmektedir.

Ekstrasistol denilen düzensiz vuruşlara, eğer kalp yetersizliği veya benzeri yapısal kalp sorunları eşlik etmiyorsa, genellikle herhangi bir tehlike arz etmezler ve rahatsızlık veren bir çarpıntı hissine neden olmadığı sürece tedavi gerektirmezler.

Ritim Bozukluğu Farklı Türlerde Görülebilir

Ritim bozukluğu diye tek bir hastalık yoktur. Ritim bozukluklarının onlarca farklı türü ve her türün de farklı önemi bulunmaktadır.
Ritim bozukluklarının kalpte başka hiçbir sorun olmaksızın;

  • Sadece stres,
  • Uyku bozuklukları,
  • Çay – Kahve – Alkol tüketiminin fazla olması,
  • Tiroid bezinin fazla çalışması,
  • Ciddi kansızlık,
  • Kullanılan bazı ilaçlar

gibi dış etkenlerle tetiklenen zararsız türleri olmakla birlikte, ritim bozukluğunun hayati tehlikeye neden olan türleri de bulunmaktadır.

Birçok şey aritmiye ( Ritim Bozukluğu ) neden olabilir;

  • Bir anda meydana gelen bir kalp krizi,
  • Bir önceki kalp krizinden dolayı kalp dokusundaki bozukluk,
  • Kardiyomiyopati gibi kalp yapısındaki değişiklikler,
  • Koroner arter hastalığı,
  • Yüksek kan basıncı,
  • Diyabet,
  • Aşırı aktif tiroid bezi (hipertiroidi),
  • Sigara içme,
  • Çok fazla alkol veya kafein içme,
  • Uyuşturucu,
  • Stres,
  • İlaçlar,
  • Diyet takviyeleri ve bitkisel tedaviler,
  • Elektrik şoku,
  • Hava kirliliği

Ritim Bozukluğunda Yapısal Faktörler

Dış etkenlerin yanı sıra kalpte ritim bozukluğuna neden olan yapısal sorunlar da bulunmaktadır.

Kalpte, kapak, damar veya kas sorunları gibi çoğunlukla sonradan edinilen hastalıklar olabildiği gibi, ailesel geçişli yani genetik kökenli ritim sorunları da görülmektedir. Genetik geçişli ritim sorunları arasında, doğumdan itibaren var olan fakat belirti vermeyen, spor, ani stres veya heyecan durumunda ortaya çıkabilen, sibutramin içerikli zayıflama ilaç kullanımlarında, bazı allerji, mantar hastalığı ilaçları ve antibiyotiklerin kullanımı sonrasında kalp durması nedeniyle ani ölüme yol açabilen türleri bulunmaktadır.

Bu nedenle, özellikle kitlesel sorumluluk taşıyan pilotluk veya ağır vasıta şoförlüğü gibi yüksek riskli mesleklere başlayacak kişiler ile, sportif aktiviteye başlayacak gençlerin bu gözle incelemeden geçirilmeleri mutlaka gerekmektedir.

Dış faktörler olarak belirtilen çay, kahve, kola, uykusuzluk ve stres gibi tetikleyici unsurlardan kaçınmanın yeterli olmadığı hastalarda, altta yatan nedene göre doktor tarafından farklı medikal tedaviler uygulanmaktadır. Kalbin atış hızının fazla azaldığı ya da kalp kasılma sorunlarının olduğu hastalarda kalp pilleri (Pacemaker) kullanılmaktadır.

Atriyal Fibrilasyon denilen ritim bozukluğu kanın kalp içinde iyi hareket edemeyip koyulaşarak pıhtılaşmasına, bazı durumlarda da pıhtıdan kopan parçaların farklı damarları tıkamasına neden olabilmektedir. Bu risklere karşı doktor tarafından medikal tedaviye ek olarak kan sulandırıcı ilaçlar kullanılmaktadır.

Stres Ritim Bozukluğunu Tetikler

Ritim bozukluğunun asıl sebebi ne olursa olsun, stres tüm ritim sorunlarını olumsuz etkilemektedir. Stresle başa çıkma, olaylara tepki verme alışkanlıklarının değiştirmesi, zihinsel ve bedensel gevşeme teknikleri konusunda eğitimlerin alınması ve uygulanması, ritim bozukluğunun pek çok türünde olumlu sonuçlar elde edilmesini sağlamaktadır.
Stres ve olaylara abartılı tepki verme konusundaki yanlış zihinsel alışkanlıklar, çarpıntı ve ritim bozukluklarında çok önemli bir etkin olarak gözlemleniyor. Değerlendirme sırasında ritim sorununun altında psikolojik faktör de tespit edilmişse tedaviye mutlaka bu yönden de yaklaşmak gerekmektedir.

Ritim Bozukluğu Teşhisinde Hangi Yöntemler Kullanılır?

Ritim bozukluğu tek başına belli bir anlam veya tehlike ifade etmez. Bunun türü, sıklığı, kalpte buna neden olan veya eşlik eden başka bir sorun (kalbin kasları, kapakları veya damarlarında) olup olmadığı gibi noktalarla beraber değerlendirilmesi gerekir. Yaklaşım ve tedavi de ritim bozukluğunun türüne göre değişir. Özellikle şikayet esnasındaki kalp elektrosunun (EKG) çekilebiliyor olması  hastalığın teşhisi için çok önemlidir.Diğer tetkiklerle beraber, özellikle Ritim Holteri tanıda yardımcı olmaktadır. Ritim Holter, hastanın koluna veya kemerine takılın, 24-48 saat süreyle üzerinde kalan, bu süre zarfında kalp atışlarını takip ve kayıt eden, anormalliklerin dökümünü veren bir sistemdir.
Daha seyrek olan ritim bozuklukları için Transtelefonik EKG yöntemi uygulanmaktadır. Şikayet sırasındaki kalp ritiminin tespitinde kullanılan bu yöntemle, hasta şikayet esnasındaki kalp elektrosunu bir cihazı göğsüne değdirip düğmesine basmak suretiyle çekebilir ve ilgili merkeze telefon yoluyla gönderip dökümünü sağlayabilir. Çok daha seyrek olan ritim bozukluklarının tespit edilebilmesi ve o sırada olan bir düzensizliğin saptanabilmesi için cilt altına yerleştirilen, aylarca duran ve hastanın ritimini takip eden “Event Recorder” denilen mini cihazlar da kullanılmaktadır.

Elektrofizyolojik Yöntem
Bazı ritim bozukluklarında, elektriksel düzensizliği üreten kalp içi odağı bulmak için Elektrofizyolojik uygulama yöntemine (EPS) başvurulmaktadır.
Anjiyografi işleminde olduğu gibi kasık damarlarından girilerek kalp içindeki değişik bölgelere ilerletilen elektrodlarla, tıpkı bir elektrikçinin kontrol kalemiyle tesisatı kontrol edişindeki gibi, sorunlu elektriksel odağın tespiti yapılır. Sorunlu odak tespit edilince “Ablasyon” yöntemine yani radyofrekans enerjisi veya soğuk uygulayarak bu odağı ortadan kaldırmaya sıra gelir. Bu yöntemle ritim bozukluklarının türüne göre değişen başarı oranları söz konusudur. Kalp pillerinin veya ihtiyaç olduğunda elektroşok yapmak suretiyle ritim bozukluğunu düzeltmesi için göğüste ciltaltına yerleştirilen “AICD” isimli mini cihazların kullanıldığı bazı özel ritim bozukluğu türleri de vardır.

Tanı:
Aritmilerin tanısında hastanın öyküsü oldukça önemlidir. Aritmileri ve nedenlerini teşhis etmek için yapılan testler şunlardır:
1.Elektrokardiyografi (EKG)
2.Holter: Uzun süreli EKG kaydı
3.Efor Testi
4.Ekokardiyografi
5.Kardiyak kateterizasyon
6.Elektrofizyoloji çalışması (EPS)

Tedavi:
Aritminin çeşidi ve ciddiyetine bağlıdır. Tedavide öncelikle nedenin ortadan kaldırılması gereklidir. Etken tedavi edilemiyor veya mevcut ritim iletim bozukluğu hayatı tehdit ediyorsa veya belirti veriyorsa tedavi gereklidir. Burada öncelikle istirahat, sakinleştirme, bazı özel manevralar gibi saptanan soruna uygun genel tedbirlerin alınması ve bunlar yeterli olamıyorsa ilaç tedavisi veya girişimsel (Pacemaker/ ablasyon/aritmi cerrahisi gibi) tedavilerin uygulanması önerilmektedir. Kalp hastalığı olmayanlarda gözlenen ve hastada yakınmaya neden olmayan ekstra atımların ilaç ile tedavisi önerilmemektedir.

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.