Anne Sütünün Önemi ve İçeriği-Anne Sütünün Faydaları Nelerdir
Anne sütü ile beslenmek bebeklerin yaşamlarında başlarına gelebilecek en güzel şeylerden olduğu gibi her bebeğin yaşamsal bir hakkı olarak ta adlandırılmaktadır. Anne ile bebek arasında hamilelik boyunca başlayan ve gelişen duygusal ve biyolojik ilişki, bebeğin doğumunun ardından emzirme dönemi ile daha da kuvvetlenmekte ve büyümektedir. Anne sütünün besleyici özellikleri, yeni doğan bir bebek için eşsiz sayılabilecek bir besin maddesi olmasını da beraberinde getirmektedir. Yenidoğan bir bebeğin anne sütüne olan ihtiyacı hayal edilemeyecek derecede büyüktür. Bebeğin yaşama bağlanması ve yaşamı boyunca güçlü bir bağışıklık sistemi geliştirmesi için anne sütü ile beslenmek gerekmektedir.
Anne-bebek arasındaki duygusal bağın kurulması ve hormonal etkilerle başlayan süt üretiminin artarak devam etmesi için yenidoğan bebeklerin doğumdan sonraki en kısa sürede, tercihen ilk yarım saat içinde emzirilmesi tavsiye edilmektedir. Dünya sağlık örgütü; bebeklerin ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmesini, su dahil herhangi bir ek gıda verilmemesini, altıncı aydan sonra ise uygun ek gıdalara başlanarak, emzirmeye 2 yaşına kadar devam edilmesini önermektedir.
ÇOCUĞUN RUH VE BEDEN SAĞLIĞI İÇİN EMZİRME ÖNEMLİDİR
Yeni doğan ve erken çocukluk dönemindeki beslenmenin sağlık üzerine kısa ve uzun dönemde önemli etkileri olduğu bilinmektedir. Sürekli büyüyen ve gelişen bir organizmaya sahip olan çocukların doğru beslenmesi, hastalıklardan korunmanın yanı sıra erişkin dönem sağlığı için de gereklidir. Beden sağlığının yanı sıra çocuğun sosyal hayatla uyumu gerektiren tüm psikolojik alt yapısının temeli de emzirme döneminde atılır.
ANNE SÜTÜ HEM BEBEK HEM ANNE İÇİN YARARLIDIR
Her annenin sütü kendi bebeğine özeldir. Erken doğum yapan annelerin sütlerinin içeriği prematüre bebeğin ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde değişkenlik göstermektedir. Anne sütü kuşkusuz sadece bir gıda değildir, beslemenin çok ötesinde birtakım işlevleri ve faydaları vardır. Ayrıca anne sütünün sağladığı faydalar sadece bebek için değil, anne sağlığı açısından da vazgeçilmez önem taşımaktadır.
ANNE SÜTÜ EŞSİZDİR, ÇÜNKÜ?
* Gelişen teknoloji ile birlikte, allerjik hastalıkların giderek arttığı günümüz koşullarında anne sütünün sağladığı en büyük faydalardan biri de bebeği astım, egzama gibi allerjik hastalıklardan korumaktır. Anne sütünün akciğer gelişiminde çok önemli etkileri olduğu, solunum fonksiyonlarını ve akciğer kapasitesini olumlu yönde etkilediği de bilinmektedir. Anne sütü bebeğin ileride astım olma riskini azaltmakta ve riskteki bu azalma ileri yaşlara kadar devam etmektedir.
* Anne sütü ile beslenen bebekler sosyal açıdan daha iyi gelişim gösterirler. Bir yaş sonunda, mamayla beslenen bebeklerle anne sütü ile beslenen bebekler karşılaştırıldığında anne sütü ile beslenenlerde psikomotor ve sosyal gelişimin belirgin olarak daha iyi olduğu bulunmuştur.
* Doğal beslenme olarak tanımlanan anne sütü ile beslenme başta zatürre olmak üzere, ishal, orta kulak iltihabı ve menenjit gibi bulaşıcı hastalıklardan bebeği korumaktadır. İçerdiği koruyucu antikorlar ile bebeğin enfeksiyonlara karşı direncini artırmaktadır.
* Emzirilen bebeklerde beyin gelişimi daha iyi olmaktadır. Anne sütü alan çocukların zeka seviyesinin, almayanlara kıyasla daha yüksek olduğunu gösteren çalışmalar bulunmaktadır.
* Anne sütü ile beslenen bebeklerde şişmanlık (obezite) daha az görülmekte ve insüline bağımlı şeker hastalığı (tip-1 diabet) görülme riski azalmaktadır.
* Emerken bebeğin ağız ve çene kaslarının çalışması, anne sütü alan bebeklerin konuşma ve dil gelişiminin daha hızlı olmasını sağlamaktadır.
* Anne sütü aşıların etkinliğini arttırmakta ve aşılardan sonra görülen bağışıklık cevabının daha güçlü olmasını sağlamaktadır.
* Bebeğini emziren annelerde loğusalık depresyonu daha az görülürken, emzirme anneyi meme ve yumurtalık kanserinden de koruyucu etki göstermektedir. Ayrıca anneyi ileri yaşlarda gelişebilecek kemik erimesinden de korumaktadır.
Her annenin süt içeriği ve kalitesi aynı değildir. Anne sütünün içeriği annenin yaşına, bebeğin kaçıncı hafta doğduğuna, emzirme zamanına göre değişebilir. Anne sütünün içindeki proteinler, inek sütündekine göre daha kolay sindirilip emilebilir. İnek sütündeki Beta laktoglobulin (protein) denen ve bebeğe alerji yapabilen protein anne sütünde yoktur.
Anne sütündeki Taurin proteini, inek sütüne göre 30-40 kat daha çoktur ve bu protein bebeğin büyümesine yardımcı olur. Anne sütünün içerdiği yağ asitleri çocuğun beyin gelişiminde, göz fonksiyonlarında ve hücrelerinin yapımında kullanılır. Emzirmede ilk gelen süt yağ açısından fakir, karbonhidratlar açısından zengindir. Beslenme uzadıkça çocuk sütün yağlı kısmına varır ve doygunluk hissiyle memeyi bırakır.
Yağlı süt, enerjinin yanı sıra doygunluk verdiğinden bebek rahatlıkla uyur. Onun için anneler sütü her verdiklerinde bir memeyi tamamen boşaltmalıdırlar.
Sütün içindeki vitaminler hazırlanma ve işlenme kaybına uğramadıklarından emilimleri oldukça fazladır. Bu vitaminler bebeğin hastalıklara karşı korunması, hücresel sağlıklarının devamlılığı için gerekir. Bebeğin bağırsaklarında oluşması istenilen yararlı bakterilerin gelişimi için gerekli olan maddeler anne sütündedir. Ayrıca bunlar, zararlı bakterilerin de yerleşmesine engel olurlar.
Sütün içindeki karbonhidratlardan biri olan laktoz, süt şekeri olarak da bilinmektedir. Laktoz çok kolay ve yavaş sindirildiğinden kan şekerini dengeler, beyin dokusunun gelişimine yardımcı olur. Lökosit ve diğer biyolojik elementler, bebeğin dış etkenlere karşı dayanıklı olmasını sağlar.
Teknoloji bu kadar ilerlemiş olmasına rağmen anne sütüne tam tamına eşdeğer bir besin maddesi üretilememektedir. Önerimiz, ancak anne sütü ile beslemenin imkânsız veya yetersiz olduğu durumlarda piyasada satılan mamaların alınmasıdır. Bu mamalar, inek sütünün yapısının değiştirildiği ve bazı eklemelerle anne sütüne adapte edildiği mamalardır.
Günümüzde sanayileşme ve teknolojinin getirdiği hız, özellikle gelişmiş ülkelerde, anne sütü ile beslenmenin önemini geri plana itebiliyor.
Anne sütünden uzaklaşılıp hazır formüllerin tercih edilmesinin nedenleri şöyle sıralanıyor:
- Çalışan annelerin sayısının artması
- Çeşitli reklâmlarla medyanın ticari sütlere özendirmesi
- Emziren kadınların estetik yönden memelerinin görünüşünün bozulmasından korkmaları
- Ticari mamaların satışından çıkar sağlamaya çalışan sağlık sektörünün bu yönde yaptığı propaganda
- Annedeki herhangi bir hastalık veya rahatsızlıktan dolayı, hastalığın sütten bebeğe geçmesinden korkulması
- Hazır mamaların bebeğe anne dışında da herkes tarafından kolayca verilebilmesi
Anne sütünü salgılamada etkili olan faktörler nelerdir?
Öncelikle annenin psikolojisi ve ruhsal yönden sağlıklı olması süt salgılamada etkilidir. Sıkıntılı, kaygılı olmak, üzülmek süt verimini düşürür.
Soğuk ve sıcak ortamın önemi vardır. Soğuk ortam koşullarında süt salımı azalır. Aşırı sıcakta da yine anne çok terlerse sıvı kaybı olur ve süt salgısı düşer.
Emzirme süresi ve sıklığına bakarsak, 15-20 dakikalık emzirme süresi ve bunun 1.5-2 saatlik aralıklarla yapılması süt yapımını artırır.
Doğumu takiben birkaç saat içinde ilk emzirme deneyimine geçilmeli, süt gelmese bile annenin bebeği emzirmesi sağlanarak süt salgılanması artırılmalıdır.
Anneden gelen ilk süt, halk arasında ağız diye bilinen kolostrumdur. Bu süt, bebek için çok Önemlidir. Renk ve kıvam olarak sütten farklı olup rengi daha kirli sarı, bulanıktır. Bebeğe mutlaka verilmesi gereken bir süttür. Bileşiminde bebek için koruyucu birçok biyolojik madde yanında ilk saatler için bebeğin besin ihtiyacını giderecek maddeler de vardır.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.