Kanser, herhangi bir biçimde hepimize dokunmaktadır. Ve kanserin tedavisi yokken, size kanserle mücadelede potansiyel olarak yardımcı olabilecek bir madde olduğunu söylesek?

 

Bağışıklık sisteminin reaksiyonlarını durdurmasına yardımcı olabileceği için akgünlük, iltihaplanmaya ek olarak ağrı ile mücadeleye yardımcı olabilecek potansiyel bir kanser tedavisidir. Akgünlük özütü o kadar güçlü ki bugün NSAID ağrı kesicileriyle (kimyasal anti-inflamatuar ilaçların önde gelen türü) karşılaştırılabilir olarak kabul edilmektedir.

 

Bununla birlikte, her türlü yan etki ile birlikte gelen reçeteli ya da reçetesiz ilaçların aksine akgünlük özütü, binlerce yıldır komplikasyonsuz ve güvenli bir şekilde kullanılmaktadır. Boswellic asitlerin kimyasal yapısı steroidlerin kimyasal yapısına çok benzer ancak bunların eylemleri farklıdır ve semptomları maskelemekten çok daha fazlasını yaparlar.

 

Gerçek olamayacak kadar iyi değil mi? Akgünlüğün ağrınızı azaltmanıza, solunum yolları veya sinüs enfeksiyonlarını hızlı bir şekilde temizlemenize, inflamatuvar bağırsak hastalığını iyileştirmeye ve hatta potansiyel olarak kanserden korunmanıza nasıl yardımcı olabileceğine bir göz atalım.

Akgünlük Nedir?

Frankincense (günlük) yağı, Burseraceae bitki ailesinin bir parçası olan Akgünlük ağaç cinsinden elde edilen reçineli özütlerin ortak adıdır. Akgünlük ise, güçlü antienflamatuvar ve potansiyel olarak kanser önleyici etkilere sahip olduğu keşfedilen özel bileşikler üreten Hindistan’a özgü bir ağaçtır. Aslında iltihap düşürücü ilaçlar ve takviyeleri bulunmadan çok önce, farklı türlerde akgünlük ağacından elde edilen özütler artrit, inflamatuvar bağırsak hastalığı ve kalp rahatsızlığı gibi her türlü iltihap durumunu tedavi etmek için kullanıldı.

 

Akgünlük sacra ve akgünlük carteri de dahil olmak üzere diğer ilgili akgünlük ağaçları Orta Doğu’da ve Kuzey Afrika’nın bazı bölümlerinde, Umman gibi bölgelerde yetişir. Bu tür akgünlükler de iyileştirme yeteneklerine sahiptir, örneğin artrit veya tümör büyümesine karşı mücadelede yardımcı olur. Yirmi farklı Akgünlük türü vardır, bunların çoğu, türlerin yaklaşık yüzde 75’inin kaynaklandığı tahmin edilen Kuzeydoğu Afrika bölgesinde büyüyor.

 

Bu bitki özütlerini sağlığı korumak ve hastalıklarla savaşmak için çok faydalı kılan nedir?

İçerisindeki farklı kimyasal bileşiklerin, bağışıklık sistemini nasıl düzenlediği, özellikle bazılarının ise, DNA’ya zarar verebilen tümör büyümesini engelleyebilecekleri ve sağlıklı hücreleri yok edebilecek bazı pro-inflamatuvar sitokinleri ve arabulucuları nasıl inhibe ettiği konusu ile ilgilidir. Son birkaç yılda yapılan araştırmalar, akgünlük ve yağlarının sağlığa nasıl fayda sağladığına ve bağışıklık sistemini nasıl artırabileceğine dair daha iyi bir bilgi sağladılar. Akgünlük özütleri, inflamasyonu düşürmekte ve bağışıklık işlevini çoklu seviyelerde desteklemektedir; bunlara aşağıdakiler dahildir:

 

  • Sitokin üretimine müdahale etme,
  • Reaksiyonları geciktirme
  • Lenfositleri (beyaz kan hücreleri) ve T-hücrelerinin etkileşimlerini düzenlemeye yardımcı olma
  • Vücudu bakteri ve viral enfeksiyonlardan koruyan immünoglobülin G (IgG) antikorlarının üretimini düzenleme
  • Başta kan ve lenf sıvısında bulunan immunglobulin M (igM) antikorlarının üretimini düzenleme

 

Farklı türlerde akgünlük ağacından elde edilen reçineler yüzde 5 ila yüzde 10 saf uçucu yağ içeriyor ve aşağıdakileri de içeren çok sayıda koruyucu bileşik içeriyor:

 

  • monoterpen
  • diterpen
  • triterpen
  • tetrasiklik triterpenik asit
  • İltihaplanmadan sorumlu bir enzim olan 5-lipoksigenazın en güçlü inhibitörü olarak kabul edilen asetil-11-keto-β-boswellik asit olan dört ana pentasiklik ve boswellik triterpenik asit

Bütün bunlar basit terimlerle ne anlama geliyor?

Akgünlük inflamasyonun azalmasına yardımcı olur ve otoimmün hastalıkları önler. İnflamasyon, vücut dokularının herhangi bir tahriş, yaralanma, enfeksiyon veya bağışıklık sistemindeki bozukluklara tepkisidir. Ağrı, kızarıklık, şişme ve bazen işlev kaybı hissettiğinizde, bu sizi iyileştirmeye çalışan iltihaptır.

 

Lökotrienler, serbest radikal hasarlarını, otoimmün yanıtları, hücre adezyonunu ve hücrelerin yaralı bölgelere göçünü artırarak inflamasyona katkıda bulunan küçük kimyasallardır.

 

İnflamasyonu Azaltır

Araştırmacılar tarafından tespit edilen değerli akgünlük özleri arasında, terpenler ve boswellic asitler de dahil olmak üzere, sağlıklı hücrelere karşı güçlü anti-inflamatuar ve koruyucu olan bazıları çok faydalı göze çarpıyor. Terpenler bazı bitkilerde bulunan kuvvetli kokulu kimyasallardır, bazıları okaliptüs, fesleğen, nane ve narenciye ağaçları gibi antioksidan özelliklere sahip olmakla ilişkilendirilir. Terpenler, insan vücudunda serbest radikal hasarını düşürerek sağlığı uzatabilir.

 

Özellikle AKBA (3-0-asetil-11-keto-beta-boswellic asit) denilen T-lenfositleri kontrol ederek, inflamatuvar cevabı doğal olarak azaltacak olan diğer kimyasal bileşikler tanımlanmıştır. NSAID ağrı kesicilerine benzer şekilde çalışsa da, AKBA’nın kesin etki mekanizmaları çok farklıdır çünkü farklı iltihap enzimlerini hedef almaktadırlar. Mide ve bağırsak astarının bütünlüğünü daha iyi koruyabildikleri için, akgünlük özleri daha az yan etkiye neden olur ve toksisite için NSAID’lere kıyasla daha az risk oluşturur.

 

AKBA, kısmen 5-LOX (5-lipoksigenaz) adlı bir enzimi inhibe etme kabiliyeti sayesinde ağrı ile mücadeleye yardımcı olur ve bu nedenle oksidasyon işlemi (özellikle araşidonik asit) tarafından üretilen enflamatuar medyatörler olan lökotrienlerin mekanizmalarını kapatır. AKBA, artrit, bronşiyal astım, kronik kolit, ülseratif kolit, Crohn hastalığı ve kanser gibi çok sayıda iltihaplı hastalığa karşı savaşmada etkili olduğunu göstermiştir.

 

Eklem ve Artrit Ağrısını Azaltır

Bir araştırmada, akgünlük özütü artrit veya osteoartrit (sıklıkla diz eklemini etkileyen yaygın, kronik, ilerleyici, iskelet sistemi dejeneratif bozukluğu) olan kişilerde ağrı, şişme ve sorunları azaltmaya yardımcı olabileceğini gösterdi. Akgünlük, reçeteli ilaçlarla karşılaştırıldığında, yüzde 32 ila yüzde 65 arasında bir oranda eklem ağrısında önemli bir düşüş sağladı ve potansiyel bir doğal artrit tedavisi yeteneği sergiledi.

 

Phytotherapy and Phytopharmacology Dergisi’nde yayınlanan bir başka araştırmada, akgünlük özütünün plasebo tedavisinden daha iyi şekilde, osteoartrit semptomlarının tedavisinde yardımcı olduğu bulundu. Araştırmacılar, akgünlüğün antienflamatuvar, artritik ve analjezik etkinliklerinin, diz eklemlerinde sık görülen şişme eğilimli kişilerde, diz ağrısını azaltmak, diz fleksiyonunu artırmak ve yürüme mesafelerini artırmak için umut verici bir tedavi olduğuna karar verdi.

Kansere Karşı Mücadelede Yardımcı Olabilir

Akgünlük ağacının gövdesinden alınan reçinenin arındırılmasıyla oluşan akgünlük yağı, binlerce yıldır tıbbi olarak dini ve kültürel törenlerde kullanılmaktadır. Bugün araştırmalar, bu uçucu yağın kanser önlemeyle güçlü bir şekilde bağlı olduğunu söylüyor. Akgünlük yağı bilinen hiçbir yan etkisi olmadan dünyadaki birçok insan tarafından alınır. Sağlıklı hücreleri koruyarak, etkili bir şekilde kanser hücrelerini hedeflemeye yardımcı olur; bu nedenle, bir çok uygulayıcı tarafından geleneksel kanser tedavileri ile birlikte kullanılır.

 

Araştırma, AKBA ile beyin, göğüs, kolon, pankreas, prostat ve mide kanserlerine karşı koruma arasındaki bağlantıyı gösteriyor. Akgünlük özütlerinin ve yağının potansiyel kanser öldürme özellikleri; kısmen şifalar geliştirmek için genlerimizi nasıl etkilediği ve kanser tedavilerinin ciddi yan etkilerini nasıl engellediğine bağlıdır. Kansere karşı savaşmakla ilgili en zorlu ve yıkıcı şeylerden biri; kemoterapi ve radyasyon gibi tedavilerin sıklıkla neden olduğu hayatı tehdit eden ve ağrılı yan etkilerdir. Bununla birlikte, boswellia carteri türünden türetilenler gibi akgünlük özleri, bu komplikasyonlarla mücadele için umut vaadediyor.

 

Örneğin, eklem ağrısı, beyinde şişme, sindirim sistemi komplikasyonları ve migren baş ağrısı ile mücadele ettiği gösterildi. Akgünlük, kanserle mücadeleye yardımcı olmanın yanı sıra, enfeksiyonları önleyerek, iltihaplanmayı azaltarak, hormonal dengeyi teşvik ederek, cildin sağlık düzeyini iyileştirerek ve kaygı düzeyini düşürerek bağışıklık sistemini de desteklemektedir.